Dünya

Sosyal Medya Devlerinin ‘Fikir Özgürlüğü’ İddiası: Gerçekten Özgürlük mü, Yoksa Kendi Çıkarları mı?

2024-09-16

Avustralya hükümeti, sosyal medya platformlarındaki yanlış bilgi ve dezenformasyonu engellemek amacıyla yeni bir yasa tasarısını duyurdu.

Bu yeni yasa tasarısına göre, hükümetin sosyal medya şirketlerinden yalan bilgi ve haberlerin yayılmasını engellemelerini talep etme yetkisi olacak. Eğer dijital platformlar, yasaya uymayarak yalan haberlerin yayılmasını önleyemezlerse, küresel cirolarının yüzde 5'ine kadar ceza almaları söz konusu. Bu ceza miktarı, sosyal medya devleri için milyarlarca dolara mal olabilir!

Sosyal medya şirketlerinin bu yasa tasarısını fikir özgürlüğüne aykırı buldukları yönünde açıklamaları var. X'in patronu Elon Musk, resmi açıklamalarda "Faşistler" ifadesini kullanarak hükümete tepki gösterdi.

Ancak Avustralya Temsilciler Meclisi üyesi Stephen Jones, Musk'a yanıt vererek, "Avustralya halkını dolandırıcılardan koruma hakkına sahibiz" dedi. Jones, sosyal medya platformlarında yayımlanan 'deepfake' içerikler, çocuk pornosu ve cinayet görüntülerinin de bulunduğunu belirterek bu sorunlar üzerinde durulması gerektiğini vurguladı.

Bu bağlamda, sosyal medya platformlarının yalnızca zaman zaman yürütülen bir pazarlama stratejisi için kullanılmadığını, aslında içerikler aracılığıyla büyük ölçüde dolandırıcılık yapıldığını söylemek mümkün. Örneğin, birçok kullanıcı bu platformlar üzerinden fake hesaplardan gelen tehlikeli içeriklerle karşı dolandırıcılığa uğramaktadır.

Sosyal medya devleri, hükümetlerin bu sorunlara çözüm ürettiği her seferde "Özgürlük kısıtlanıyor" gibi ifadelerle kamuoyunu etkilemeye çalışıyorlar. Ancak asıl amaçlarının, kontrolsüz bir alanda daha fazla kazanç elde etmek olduğu ortada. Eğer gerçekten özgürlüklerine bu denli düşkünlerse, insanları zararlı içeriklere maruz bırakmayı bırakıp, bu içerikleri daha etkin bir şekilde engellemeyi de kabul etmelidirler.

Buna ek olarak, sosyal medya platformlarında çocuk istismarı görüntüleri, şiddet içerikleri ve dolandırıcılık faaliyetlerinin oldukça yaygın olduğunu göz önünde bulundurursak, bu platformların el değiştirmesi ve içeriklerin kontrolünün sağlanması kaçınılmaz görünüyor.

Sonuç olarak, aslında mesele fikir özgürlüğünden çok, sosyal medya devlerinin çıkarları ve kazançlarıyla ilgili bir durumdur. Eğer gerçekten bir bireyin fikir özgürlüğünü savunmuş olsalar, kendi çıkarlarını değil, insan hayatının güvenliğini gözetmelidirler.