İş

Mahfi Efilmez: 12 Ay Sonra Enflasyonun Geleceği Ne Olacak?

2024-09-28

Türkiye ekonomisinde gidişat, seçimden sonraki dönemde önemli bir dönüm noktasına ulaşacak. Ekonomideki en kritik faktörlerden biri, piyasa katılımcılarının ve tüketicilerin enflasyona ilişkin beklentileridir. Rasyonel bekleyişlerin ekonomiyi nasıl şekillendirdiği üzerine yapılan analizler, özellikle enflasyon beklentilerinin gelecekteki fiyat oluşturma süreçlerinde ne derece etkili olduğunu göstermektedir.

Merkez Bankası, enflasyon beklentilerini izlemek için sürekli anketler düzenliyor. Bu ankette, piyasa katılımcılarının yanı sıra reel sektör temsilcileri ve hane halkı da yer alıyor. 2024 Eylül ayı sonuçlarına göre yapılan tahminlerde, piyasa katılımcıları enflasyonun %27,49'a düşeceğini öngörürken, reel sektör temsilcileri bu seviyenin yerinde kalacağına inanıyor. Hane halkının tahminleri ise daha karamsar: Onlar, Eylül 2025'te enflasyonun %71,56 bulacağını öngörüyor.

Bu durum, kamuoyu algısında enflasyon hedeflerinin ne kadar uzak göründüğüne dair bir gösterge sunuyor. Orta Vadeli Programda belirlenen %17,50'lik hedef, toplumun genelinde inanç eksikliği yaratmış durumda. Eğer reel sektör beklentileri gerçekleşirse, enflasyonla mücadelenin olumsuz sonuçlar doğurma ihtimali oldukça yüksek.

Özellikle reel sektör temsilcilerinin enflasyonu kontrol altına alacak mekanizmalar geliştirmemesi, fiyat artışlarının devam edebileceğini gösteriyor. Ekonomik belirsizliklerin arttığı bir ortamda, vatandaşların alım gücünün de düşmesi kaçınılmaz hale geliyor.

Sonuç olarak, enflasyonla mücadele kapsamında daha proaktif adımlar atılmadığı sürece, Türkiye’nin ekonomik iklimi olumsuz etkilenmeye devam edecek. Kassandra Laneti etkisi belki de bu noktada karşımıza çıkıyor; karar vericilerin gerçek verileri göz ardı etmesi ve halkın gerçekliğine duyarsız kalması büyük bir risk oluşturuyor. Tüketici güveninin yeniden inşa edilmesi ve piyasa dinamiklerinin güçlendirilmesi, ekonominin sürdürülebilirliğini sağlamak adına kritik öneme sahip.