Güncel gündemimiz, İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a yönelik gerçekleştirdiği siber ağırdan istihbarat operasyonu, ancak ben bu yazıda önceki yazımda başladığım milli enerji konusuna devam etmek istiyorum. Güvenlik konusunda dikkatli olmak gerektiği konusunda hemfikiriz. Türkiye, artık arama ve sondaj kapasitesine sahip bir ülke konumunda. Yurt dışında yapılan arama ve sondaj faaliyetlerinin artmasıyla birlikte yıllık petrol ihtiyacının yaklaşık dörtte biri yurt dışından karşılanmaktadır.

Türkiye, uluslararası anlaşmalar çerçevesinde çeşitli ülkelerde enerji arama faaliyetleri yürütmekte ve elde edilen kaynakların bir kısmı Türkiye’ye getirilmektedir. Özellikle son dönemde Somali ile yapılan anlaşma, Türkiye Petrolleri’nin Somali kıta sahanlığında enerji aramaları yapmasını sağladı. Oruç Reis isimli sismik arama gemisi Ekim ayında bu alanda üç boyutlu sismik araştırmalara başlayacak. Bulunan petrol veya doğalgazın bir kısmı Türkiye'ye ait olacak. Türk Donanması bu faaliyetlerin güvenliğini sağlamak için bölgede görev alacak.

Enerji Bakanlığı, Türkiye'nin yıllık 38 milyar dolarlık enerji ithalat yükünü azaltmak için stratejik çalışmalar yapıyor. Özellikle doğalgaz depolama kapasitesi her yıl artırılıyor. 2028 yılına kadar Tuz Gölü’ndeki depolama kapasitesinin toplam ihtiyacın %25’ini karşılayacak şekilde artırılması hedefleniyor. Doğalgaz depolama kabiliyetinin yüksek olması, dışa bağımlılığı azaltmada kritik bir öneme sahiptir.

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali, dünyanın en büyük nükleer santrali olma özelliğini taşıyor. Dört reaktörün inşası sürecinin devam ettiği Akkuyu, ilk reaktörünü önümüzdeki yıl devreye alacak. Tüm reaktörlerin 2028 yılına kadar hizmete girmesi planlanıyor. Böylece Türkiye, elektrik ihtiyacının %10'unu karbonsuz enerji ile karşılayabilecek. Akkuyu Nükleer Santrali, sadece enerji üretiminde değil, aynı zamanda 30 milyon tonluk karbon emisyonunun önlenmesinde de önemli bir rol oynayacak. İnşaat sahasında otuz binin üzerinde kişi çalışmakta ve bu da büyük bir istihdam fırsatı yaratmaktadır.

Dinamik bir ekonomi yaratma hedefiyle, Türkiye enerji alanında hem üretim kabiliyetini güçlendirmekte hem de enerji fiyatlarını aşağı çekerek dışa bağımlılığını azaltmaya çalışmaktadır. Enerji alanındaki bu devrim niteliğindeki adımlar, Türkiye’yi gelecekte enerji ihraç eden bir ülke haline getirme potansiyeline sahiptir. Bu doğrultuda yapılan çalışmalar ve yatırımlar, ülkenin ekonomik gücünü artıracak ve sürdürülebilir bir enerji politikasının temelini oluşturacaktır.