Dünya

Rusya'nın Suriye'deki Stratejik Çöküşü: Türkiye Fırsatı Ele Geçirdi!

2025-01-07

Yazar: Mustafa

Suriye'deki Esed rejiminin çöküşü ile birlikte Rusya'nın bölgedeki askeri üslerinin geleceği hakkında önemli tartışmalar devam ediyor. Global Affairs dergisinde yayımlanan dikkat çekici bir makalede, Hmeymim ve Tartus üslerinin özellikle Kuzey Afrika ve Sahel bölgesindeki operasyonlar için kritik bir lojistik merkez olduğuna vurgu yapıldı.

Makalede, Hmeymim Üssü'nün stratejik önemine dikkat çekilerek, "Rusya’nın nakliye uçaklarının Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali, Nijer ve Burkina Faso gibi bölgelere yakıt ikmali yapmadan ulaşmasının neredeyse imkânsız olduğu" belirtildi. Akdeniz'deki kalıcı deniz gücünün bu üsler olmadan sürdürülemeyeceği ifadesi ise Rusya'nın bölgedeki askeri varlığının ne denli hayati olduğunu gözler önüne seriyor.

Ancak, Libya'daki askeri varlığın hukuki temellerinin zayıflığı ve Batı'nın Libya Ulusal Ordusu lideri Hafter üzerindeki baskısı, Rusya için riskler oluşturuyor. İran, teorik bir alternatif olarak gündeme gelse de, 2016'da Rusya'nın Hamedan Üssü'nü kısa süreli kullanım deneyimleri, böyle bir iş birliğinin sürdürülebilirliğini sorgulatıyor.

Mısır, Cezayir ve Sudan gibi diğer potansiyel alternatifler, bölgesel istikrarsızlık veya Batı ile olan ilişkiler nedeniyle uygun seçenekler olarak değerlendirilmiyor. Gelecekteki güç dinamikleri üzerinde bazı risklerin bulunduğu ifade edilirken, Suriye genelinde eski Suriye Ordusu askerleri ve hükümet yanlısı gruplar da dahil olmak üzere yüz binlerce silahlı kişinin varlığına dikkat çekildi.

Makalede, Lazkiye’de bir Alevi grubunun ortaya çıkmasının, yeni bir Suriye'de özerklik veya bağımsızlık talep edebileceği vurgulandı. Bu durumun, Suriye'nin mezhep ve etnik temellere dayalı bir bölünmeye yol açabileceği kaydedildi.

Rusya ve Türkiye ilişkilerine dair ise, Türkiye'nin bir NATO üyesi olduğu vurgulanarak, Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkilerinin farklı bir perspektiften değerlendirildiği belirtildi. Ekonomik iş birliğinin yoğun olmasının Türkiye'yi stratejik bir ortak haline getirmediği ifadesi dikkat çekti.

Son olarak, Rusya'nın Suriye'deki kayıplarının kabul edilmesiyle beraber, "Esed rejiminin devrilmesi elbette Rusya için ciddi bir darbe. Bu durum sadece bölgede değil, dünya genelinde birçok probleme yol açmıştır. Ancak Rusya, Orta Doğu siyasetinin zorluklarıyla yüzleşen ilk ve son güç olmayacak" yorumu ile makale sonlandırıldı.

Bütün bu gelişmeler, Rusya'nın Orta Doğu'daki etkisinin sarsıldığını ve Türkiye'nin bu durumdan nasıl yararlanabileceğini gösteriyor. Türkiye'nin Suriye'deki stratejik hamleleri, bölgede yeni güç dengeleri yaratabilir.