Ülke

ÖZEL RÖPORTAJ- Mümtazer Türkön: Bölgede güçlü bir Türk-Kürt ittifakı doğacak

2025-01-20

Yazar: Mustafa

DEM Parti İmralı heyeti açıklamaları

DEM Parti İmralı heyeti, önde gelen siyasi partilere ve cezaevlerindeki Kürt siyasetine yaptıkları ziyaretler hakkında olumlu açılamalar yaptı. "Tüm görüşmeler samimi ve umut verici düzeyde olumlu geçmiştir. Sayın liderler ve heyetleri ilkesel olarak barış sürecine destek verdiklerini bildirmiştir" ifadelerini kullandılar.

Heyet, PKK lideri Abdullah Öcalan ile ikinci bir görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan ve DEM Parti heyetinin Öcalan ile yaptığı görüşmelerle gelişen yeni sürecin nihai aşamaya yaklaştığını söyledi.

MHP lideri Bahçeli’nin çağrısı sonucunda, Zaman Gazetesi’nde yazıları nedeniyle 10 yıl hapis cezası alan ancak dördüncü yılının sonunda tahliye edilen, Kürt meselesinin çözümüne dair yıllardır çalışmalar yapan Prof. Dr. Mümtazer Türkön, Rûdaw muhabiri Ömer Sönmez’in sorularını yanıtladı.

Türkön, 1 Ekim itibariyle başlayan gelişmelerin son derece iyimser bir atmosferde ilerlediğini belirtti. "Bu süreçle birlikte bölgede çok güçlü bir Türk-Kürt ittifakı doğacağını görüyorum" dedi.

Türkön’ün Rûdaw muhabiri Ömer Sönmez'e verdiği yanıtlar

“1 Ekim’den bu yana bütün gelişmeler son derece iyimser bir atmosferde ilerliyor” dedi.

Sönmez: Yeni süreçle ilgili en güncel olan gelişmeyle başlayalım hocam. DEM Parti İmralı heyetinin Öcalan ile görüştükten sonra yaptıkları ziyaretlere ilişkin yazılı açıklamasını nasıl buldunuz?

Mümtazer Türkön: Bunu bir psikolojik barometre gibi düşünmek lazım. Yoksa taraflardan gelen bilgiler kafa karışıklığına yol açabilir. Eğer psikolojik ortam iyiyse, insanların yüzü gülüyorsa, iyimserse ve bu iyimserliği bozacak somut bir olay görünmüyorsa, iyi şeyler düşünmemiz lazım. 1 Ekim'den bu yana bütün gelişmeler peş peşe son derece iyimser bir atmosfer oluşturdu.

“İran'ın devrede olmadığı bir Kürt sorununu çözmek kolaydır”

Sönmez: 15 Ekim'de, kendi Youtube kanalınızda, Ortadoğu'da giderek bir boşluk oluştuğunu ve Türkiye'nin bunu dengelemek için bir şeyler yapması gerektiğini ifade edip 'Çözüm süreci ülkemizin hayrına olur' demiştiniz. Eğer varsayımınız bir devlet projesi ise, sizce devlet böyle bir süreci başlattı mı?

Mümtazer Türkön: Evet, bölgede meydana gelen bazı gelişmeler, devletin rol almasının eseridir. 7 Ekim 2023'teki Gazze olayları ve sonrasındaki gelişmeler, bölgedeki Kürtler ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ilgilendiren önemli değişikliklere yol açtı.

İran’ın etkisiz olduğu bir Kürt sorununu çözmek, bu açıdan kolaydır. Bu durum, Suriye'de Esad rejiminin zayıflamasıyla birleşince, biz Türkler ve Kürtler arasında diyalog ve uzlaşı için büyük bir fırsat doğdu.

“Devlet ve Türk-Kürt ilişkisi tarih boyunca stratejik”

Sönmez: Devlet burada kendini avantajlı görüyor mu? Kürt siyasi hareketini daha zayıf bir durumda gördüğü için mi bu süreci başlattı?

Mümtazer Türkön: Türkiye Cumhuriyeti devletinin anti-Kürt bir karakteri yok. Aksine, tarih boyunca Türkler ve Kürtler çeşitli tehditlere karşı birlikte hareket etmiştir. Daha önceki süreçlerde ve tarihsel olaylar gösteriyor ki, Türkler ve Kürtler arasında karşıtlık oluşturacak bir durum söz konusu olmadığı gibi, birbirlerini destekleme potansiyeli mevcuttur.

“Ulus devlet meselesi abartılmıştır”

Sönmez: Devletin Kürtlere yönelik inkâr ve asimilasyon politikaları var mı?

Mümtazer Türkön: Elbette bu ulus devlet döneminde yapılmıştır. Ancak tarih bireyselliği ortaya koyar. Örneğin Selahaddin Eyyubi, Kudüs'ü geri aldığında ordusunda Türkler ve Kürtler yer almıştır. Osmanlı döneminde de Kürtlere verilen pozitif ayrımcılık önemli bir durumdu. İlerleyen süreçte, Cumhuriyet'in kurulum dönemlerinden itibaren, bu sorunların derinleşmesine etki eden asimilasyon politikaları gözlemlenmiştir.

“Devlet, Suriye'deki gelişme ile Kürt sorununu çözmekte büyük bir avantaj yakaladı”

Sönmez: Sizce bu Türk-Kürt kardeşliği projesinin somutlaşması hangi adımlarla gerçekleşebilir?

Mümtazer Türkön: Devlet, şu an çok güçlü bir avantaj yakaladı. Bu, Kürtleri baskı altında tutma veya ortadan kaldırma şeklinde değil; bilakis Kürtlerle oturup anlaşmak, birlikte yaşamak üzerine bir avantajdır. Uzlaşı sağlanırsa, bu iki halkın refah içinde yaşamasını sağlayacak bir perspektif açar.

“Umudumuz yarattığımız psikoloji ve birliktelikte”

Sönmez: Önümüzdeki süreçte Kürt meselesinin nasıl çözüleceği konusunda ne tür adımlar atılacak?

Mümtazer Türkön: Umutlarımız, birliktelik ve oluşturduğumuz psikolojik havadan geçiyor. Kürt ve Türklerin gerçek anlamda bir araya geldiği taktirde, birbirlerine yönelik düşmanlık besleyen kesimlerin marjinalleşeceğini öngörüyorum. Bu sayede silahı bir yöntem olarak benimseyenlerin sayısı azalacaktır.

Sonuç olarak, bölgede çok güçlü bir Türk-Kürt ittifakı doğacak. Bu, ortada bir iş birliği oluşturacak ve bu iş birliğiyle, herkes için bir refah alanı oluşturulacaktır.