Oxford Üniversitesi'nin yaşlanma bilimi alanındaki ilk profesörü Sarah Harper, yalnızlığın vücutta sigara içmenin yarattığı hasarlara benzer etkiler bırakabileceğini belirtti. Yapılan araştırmalar, insanlar arası sosyal etkileşimin yetersiz olmasının yaşlanma hızını artırabileceğini gösteriyor.

Henüz erken aşamalarında olan bu araştırmanın, ilerleyen dönemlerde büyük bir öneme sahip olacağına dikkat çeken Harper, yalnızlığın sağlığımız üzerinde ciddiyetle göz ardı edilmemesi gereken bir etkiye sahip olduğunu vurguladı. Sosyal izolasyonun, fiziksel ve zihinsel sağlık üzerinde ciddi zararlar verebileceği, hatta özgüven kaybına ve depresyona yol açabileceği bildirilmiştir.

Harper, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının, özellikle stresle başa çıkma konusunda bireylere büyük yararlar sağlayacağını ifade etti. İyi beslenme, düzenli egzersiz ve sosyal etkileşim gibi faktörlerin, yaşlanmayı yavaşlatmada kritik öneme sahip olduğunu kaydetti.

Dünya Sağlık Örgütü, geçtiğimiz yıl yalnızlığı küresel bir sağlık tehdidi olarak ilan etmiş, ABD'deki bilim insanları ise yalnızlığın, günde 15 sigara içme ile eşdeğer bir risk oluşturduğunu belirtti. Yalnızlık, kaygı seviyelerini artırabiliyor ve bu durum bireylerin kendilerine olan güvenini sarsabiliyor.

Ayrıca, yalnızlığın fiziksel sağlık üzerindeki olumsuz etkileri de araştırmalarla kanıtlanmış durumda. Yalnız kalan bireylerin bağışıklık sisteminin zayıfladığı ve hastalıklara karşı daha savunmasız hale geldiği tespit edilmiştir. İlerleyen yaşlarda sosyal destekten mahrum kalan bireylerin sağlıkları ciddi şekilde tehlikeye girebilir.

Sonuç olarak, sosyal ilişkilerimizi geliştirmek ve yalnız kalmamak için adımlar atmak her zamankinden daha önemli hale geliyor. İşte bu yüzden yalnızlıkla savaşmak için toplumsal bağlarımızı güçlendirmek ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek hayati önem taşıyor.