İş

Kaydış dışı ile Mücadelede Yeni Dönem: ‘POS’ Cihazlarının Önemi

2024-09-24

Türkiye, yıllardır beklenen hal yasası ile birlikte finans alanında önemli bir değişim sürecine girmiştir. Özellikle bankaların tek POS cihazına geçme girişimleri, uzun bir süredir finans gazetecileri tarafından takip edilmektedir. Dünyanın birçok yerinde tek POS sistemlerinin yaygınlaşmasına rağmen, Türkiye'deki bankalar neden işletmelere kendi POS cihazlarını vermekte ısrar ediyor? Bu sorunun yanıtını ararken, şu anki ekonomik durumu ve Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın aldığı önlemleri ele almak önemlidir.

Türkiye, ödeme sistemleri açısından dünyada öne çıkan bir pazar yapısına sahip. Müşterilerin "self check out" ile kendi kendine ödeme yaptığı ve kasasız perakende uygulamalarının yaygınlaştığı günümüzde, bankaların kendi POS cihazlarındaki ısrarı gerçekten de çağ dışı gibi görünüyor. E-ticaret, online ödeme ve dijital bankacılık alanlarındaki gelişmeler, bu durumu daha da belirgin hale getiriyor. Ancak Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın kayıtdışı ekonomi ile mücadele çerçevesinde hala POS cihazlarına odaklandığını unutmamak gerekiyor.

Bakanlık, yeni adımlarla işletmelerin "Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihaz" (YN ÖKC) kullanmalarını sağlamak adına harekete geçti. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın (GİB) 16 Ağustos'ta gönderdiği yazı, bankaların sorumluluklarına dair önemli detaylar taşıyor. Bankalar için belirlenen süre zarfında (15 Kasım'a kadar), kullanılmaması gereken seyyar ve masaüstü EFT-POS cihazlarının geri alınması gerekiyor. Eğer söz konusu cihazların verilmesi gerektiği halde verilmiş olması tespit edilirse, bankalara her bir müşteri için 200 bin TL ceza uygulanacak.

GİB'in bu önlemleri alma nedeni ise 2013 yılından itibaren mükellefler için zorunlu hale gelen yeni nesil yazar kasa POS kullanımını ihlal eden durumların artması. Bankaların, kredi kartı taksitlerinin yazar kasa POS cihazlarında kullanılamayacağı iddiasıyla dağıtım yapmaya devam etmesi, vergi kayıplarını da beraberinde getiriyor. Bankaların kendi POS cihazlarıyla yarışması, işletmeler için vergi kayıbına yol açarken, aslında mal ve hizmet ticaretinde rekabetin de önünü tıkıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz Mayıs ayında yaptığı açıklamada, GİB'in işletmelerdeki POS cihazlarından elde edilen 5 milyar lira tutarındaki tahsilatın beyan edilmediğini vurgulamıştı. 2021-2022 yıllarına ait denetimlerde, vergi mükellefi olmayan ancak üzerlerinde kayıtlı POS cihazları bulunan ve bu cihazlar üzerinden gelir elde eden 3,662 kişiyi tespit ettiklerini açıkladı ve bu kişilere 1.5 milyar lira vergi tahakkuk ettirildiğini belirtti.

Sonuç olarak, bankaların POS cihazları üzerindeki ısrarı ve yeni nesil ödeme sistemlerine geçiş süreci, Türkiye'nin kayıtdışı ekonomiyle mücadeledeki kararlılığını gözler önüne seriyor. Gelecekte, bankaların bu tutumunu nasıl değiştirebileceği ve dijital dönüşümü nasıl hayata geçireceği büyük bir merak konusu.