Dünya

İtalya'nın Sosyal Medya Yasakları: Hikikomori Sendromuna Karşı Mucizevi Çözüm mü?

2024-09-24

İtalya'da bir pedagog ve psikoterapist, çocukların aşırı ekran kullanımından kaynaklanan zararları azaltmak amacıyla sosyal medya üzerinden bir imza kampanyası başlattı. Bu kampanya kısa süre içinde büyük bir ilgi gördü ve yüz binlerce ebeveynin imzasıyla önemli bir ses getirdi. Bu süreçte, İtalya'da mobil telefon kullanımına yönelik kısıtlamalar gündeme geldi. Hükümet, çocukların okullarda cep telefonunu kullanmalarını yasaklamayı planlıyor. Bu yasak, özellikle Hikikomori sendromuyla bağlantılı olarak ortaya çıkıyor.

Hikikomori, bireylerin uzun süreli sosyal izolasyona girmesiyle tanımlanan bir durum. Genellikle genç bireylerde görülen bu sendrom, sosyal hayatla bağlantıyı koparıyor. Dünya genelinde artan Hikikomori vakalarının, gençlerin dijital dünyada geçirdiği zamanın artmasıyla ilişkili olduğu düşünülüyor. İtalya’nın bu yasaklandırma kararı, bu sendromun yayılmasını önleme hedefindedir.

Türkiye’de de benzer düzenlemeler mevcut. Okullarda cep telefonu kullanımının yasaklanması, öğrencilerin ders sırasında dikkatlerinin dağılmaması ve sosyal medya bağımlılığının azaltılması amacıyla uygulanıyor. Diğer ülkeler ise daha esnek yaklaşımlar sergiliyor.

Hikikomori sendromunun uluslararası boyutu giderek artıyor. Japonya'da genellikle gençler arasında yaygın olan bu sosyal izolasyon durumu, evden dışarı çıkmayan, sosyal ortamlardan kopan bireylerle kendini gösteriyor. Japonya Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, ülkede sendromdan etkilenen yaklaşık 1 milyon insan bulunuyor. Benzer bir durum, Çin’de ise 24 milyon gençte gözlemleniyor.

Sosyal medya, çocukların üzerinde hem olumlu hem de olumsuz etkiler bırakıyor. Olumlu yönleri arasında bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ve sosyal medya platformlarının eğitim araçları olarak kullanılması sayılabilir. Ancak olumsuz etkiler, çocukların benlik saygısını zedeleyebilmekte ve gerçek olmayan güzellik standartlarıyla kendilerini yetersiz hissetmelerine neden olabilmektedir.

Avrupa ülkeleri de benzer adımlar atmaya başladı. Fransa, 2018 yılında okullarda cep telefonunun kullanımını yasakladı. Almanya'da sosyal medya şirketlerinden, çocukları koruyacak içerik düzenlemeleri yapmaları isteniyor. Finlandiya’da ise cep telefonları sadece eğitim amaçlı kullanıma sınırlandırılmış durumda. Hollanda'da ise okullardaki sınıflarda cep telefonu kullanımı kısıtlanıyor ve genellikle eğitim materyali olarak kullanılıyor.

Türkiye'de de çocukların mobil telefon kullanımıyla ilgili düzenlemeler üzerinde ciddi çalışmalar yapılıyor. Millî Eğitim Bakanlığı, dijital bağımlılığın önlenmesi adına önemli adımlar atmayı amaçlıyor. Bilişim Hukuku Uzmanı Av. Nazlı Turhan, Türkiye’nin bu konudaki adımlarının uluslararası standartlara paralel geliştiğini belirtiyor ve ebeveynlerin bu süreçteki sorumluluklarına dikkat çekiyor. Ebeveynlerin, çocuklarının dijital dünyadan kaynaklanan tehlikeleri anlaması ve koruyucu tedbirleri alması gerektiğini vurguluyor.

Peki, sosyal medya kullanımına kısıtlamalar getirilmesi çocukların sosyal gelişimini nasıl etkileyecek? Zamanla daha fazla ülkede bu konuda yasaklar ve sınırlamalar görecek miyiz? Bu sorular, gelecekte çocukların sosyal medya ile ilişkisini daha iyi anlayabilmemiz için önemli. İtalya'nın attığı bu adım, bir model oluşturabilir mi? Ya da bu, dünyayı daha geniş kapsamda etkileyerek, çocukların sosyal hayatlarını kurtarabilir mi? Gelecekte bizi neler bekliyor?

"Türkiye, Avrupa ve diğer ülkelerdeki kısıtlamalara paralel adımlar atacaktır. Çocukların sağlıklı bir şekilde büyümeleri, sosyal yeterliliklerin gelişimi için önemlidir. Sürecin dikkatle takip edilmesi gerekiyor," diyor uzmanlar.