Garipoğlu'nun Mezarı Açılıyor: DNA İle Kayıp Gerçekler Ortaya Çıkabilir!
2024-09-27
Yazar: Mehmet
Münevver Karabulut'u 3 Mart 2009 tarihinde canice öldüren Cem Garipoğlu, 2014 yılında Silivri Cezaevi'nde bulunan koğuşunda intihar etti. Garipoğlu'nun ölümü sonrasında, gerçek kimliğinin ne olduğu konusunda karmaşık iddialar ortaya atıldı. Karabulut ailesi, avukatları aracılığıyla Garipoğlu'nun mezarının açılması talebinde bulundu.
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, ailenin avukatları tarafından yapılan bu talebi kabul etti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'na, Cem Garipoğlu'nun mezarının açılması için resmi bir talimat yazıldı.
"Ruh gibi yaşıyoruz!"
Bolu'nun Mengen ilçesine bağlı Kayabaşı köyünde, Münevver Karabulut'un kabrini ziyaret eden teyzesi, yaşadığı acıyı dile getirdi. Teyze, "2009'dan beri hepimiz ruh gibi yaşayan insanlar olduk. Bu olay, çok şeyin ortaya çıkmasına neden oldu. Garipoğlu ailesi tarafından birçok delil karartıldı. Şimdi de Garipoğlu'nun kabrinin açılması düşünüyor. Pazartesi günü inşallah Allah'ın izniyle yapılacak ama minareyi çalan kılıfı hazırlamışlardır muhakkak. Yıllar geçti, toprakta belgeler kaybolmuş olabilir. DNA örneklerinin yok olması oldukça muhtemel. Her şey olabilir" ifadelerini kullandı.
Aile, kaybettikleri canlarının acısını hala derin bir şekilde yaşıyor. Teyze ayrıca, "Sonuçta giden geri gelmiyor. Biz yaşadığımız acıyı biliyoruz ama ne yapalım? Ben çocuğumuzun cennette olduğunu düşünüyorum. Ablam, eniştem, aile tamamen bitik durumda. Giden can geri gelmiyor. Allah, bu durumu bize yaşatanlara da aynısını yaşatsın inşallah" dedi.
Münevver Karabulut'un cinayetinin ardından yıllar geçmesine rağmen, bu olay hâlâ Türkiye gündeminde sıcak bir konu olarak kalmaya devam ediyor. Sosyal medya platformlarında ve haber sitelerinde bu cinayetle ilgili tartışmalar sürerken, mezarın açılması birçok soru işaretini de beraberinde getirebilir. Aile, bu süreçte adaletin yerini bulmasını beklerken, halkta bir merak oluşmuş durumda. Mezarda yapılacak DNA testleri ile gerçeklerin gün yüzüne çıkıp çıkmayacağı merakla bekleniyor. Bu olayın aydınlatılması durumunda, Türkiye'nin hukuki sistemine olan güven tekrar sorgulanabilir.