İstanbul’un zengin ekosisteminde önemli bir yere sahip olan böcekler, son yıllarda yapılan araştırmalarla daha fazla ön plana çıkmıştır. Araştırmacı Tamer Dikmen, İstanbul'daki böcek türlerinin zenginliğini ve değişimini detaylı bir şekilde ele aldı. "Elimizdeki böcek koleksiyonu, 1920'lere kadar uzanan bir geçmişe sahip. Bu koleksiyon, İstanbul'un entomolojik (böcek bilimi) tarihi açısından kritik bir öneme sahip." dedi.

Dikmen, İstanbul'un böcek faunasını incelemek için duydukları ihtiyaç nedeniyle, birçok bilim insanının katkılarıyla bu koleksiyonun sürekli genişlediğini vurguladı. Örneğin, ünlü bilim insanı Atıf Şengün’ün "İstanbul'un Kelebekleri" adlı kitabı, şehirdeki kelebek türlerinin bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Bu eser, İstanbul’daki kelebek popülasyonunu 50-60 yıl öncesiyle karşılaştırma imkanı sunuyor.

Bu koleksiyonda sadece kelebekler değil, arı gibi diğer böcek türlerine ait örneklerin de bulunduğunu belirten Dikmen, "Son yıllarda arı türleri üzerine yaptığımız çalışmalar büyük bir zenginlik kazandırdı. Ancak İstanbul'un tüm böcek türlerini sergileyebileceğimiz bir koleksiyonumuz henüz yok.” ifadelerini kullandı.

İstanbul'daki mevcut araştırmalar, kentte yaklaşık 1500 ila 2000 arasında böcek türü bulunduğunu ortaya koyuyor. Ancak Dikmen, bunun çok daha fazlası olabileceğini düşündüklerini belirtti: "İstanbul, çok geniş bir alana yayılmış, farklı ekosistemlere sahip. Bu nedenle, henüz keşfedilmemiş türlerle karşılaşma olasılığımız yüksek."

Dikmen, susuz kalan sulak alanlarda yaşamlarını sürdüren canlı türlerinin tehdit altında olduğunu ifade ederek, iklim değişikliğinin bu türlerin yaşam alanlarını nasıl etkilediğini vurguladı. "Eğer sulak alanlarımızı korumazsak, birçok böcek ve diğer canlı türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır." dedi.

Bu durumda, İstanbul’daki doğal yaşamı korumak için etkili stratejilerin geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Dikmen, alternatif yaşam alanlarının yaratılarak bu canlıların korunabileceğini belirterek, "Toplumun bu konudaki bilinçlenmesi ve gerekirse yerel yönetimlerin de devreye girmesiyle böcek popülasyonlarını artırmak mümkün. Böylece İstanbul'un ekosistemi korunabilir."

Sonuç olarak, İstanbul'un böcekleri sadece bilimsel açıdan değil, aynı zamanda çevresel denge açısından da büyük bir öneme sahiptir. Doğanın koruma çalışmaları, böceklerin yanı sıra tüm İstanbul ekosisteminin sağlığı için kritik rol oynamaktadır. Unutmayalım ki, bir şehrin hayatı, onun içindeki her bir canlı türüne bağlıdır!