Bodrum katında yürütülen tadilat çalışmaları sırasında arkeologlar, 1.500 yıllık bir lahit keşfetti. İstanbul'un güneyindeki bir banliyöde meydana gelen bu keşif, Orta Çağ ve daha önceki Klasik Antik Çağ’da bölgedeki yaşam hakkında yeni bilgiler sunmayı vaat ediyor.

Arkeologlar, daha önce bilinen bir Orta Çağ mezarlığının bulunduğu alanda yaptıkları kazılarda, geç Orta Çağ dönemine ait bir dizi alçak lahit bulmuştu. Detaylı incelemelerde, lahdin bulunduğu alanda 52 metrekarelik bir kazı alanı oluşturulmuş ve mezarların düzenli bir şekilde paralel sıralar halinde yerleştirildiği görülmüştür. Bu, mezarlığın yaklaşık 7 yüzyıl süresince, MÖ 3. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar kullanıldığını düşündürüyor.

En dikkat çekici bulgulardan biri, son kazılardan elde edilen verilerin, mezarlığın tahmin edilenden daha eski olduğunu ortaya koymasıdır. İlk mezarların Klasik Antik Çağ'ın sonlarından çok daha önce, 1.500 yıldan daha eski bir tarihe ait olduğu tespit edildi.

Cenaze uygulamalarının MSS 500'lü yıllarda başlaması, lahitlerin içindeki cesetlerin farklı düzenlemelerle gömüldüğünü gösteriyor. Bu mezarlık pratikleri, özellikle Fransa'nın Île-de-France bölgesinde yaygındı ve mezar dış duvarları sıklıkla süslenirdi. Ancak, Bodrum katında bulunan lahitlerin hiçbiri süslenmemiş olarak bulundu.

Araştırmacılar, lahitlerde sıkça karşılaşılan bir uygulama olan birden fazla ceset bulma durumunun, burada yalnızca tek bir ceset bulunduğuna dikkat çekerek, geleneksel uygulama dışında bir yerleştirme şekli olabileceğini ortaya koydu. ayrıca, mezar taşlarında özel bir işaret ya da sembol bulunmazken, bir tanesinin üzerinde kesilmiş ve yontulmuş yumuşak taş bir blok yer alıyordu. Arkeologlar, bu taşın orijinal şekli hakkında belirsizlik yaşadıklarını belirtti.

Kazılarda ortaya çıkan diğer önemli unsurlar ise heykel tasarımlarıydı. Araştırmacılar, lahitlerde bazı çözülmüş çiçek motifleri, Latin haçı ve daire içine çizilmiş haç figürü olduğunu tespit ettiler. Bu tür motifler, aynı zamanda Hristiyan ibadet yerlerinde de rastlanan süslemelere benzerliği ile dikkat çekiyor.

Arkeologlar, elde ettikleri iskeletleri laboratuvar incelemeleri ile cinsiyet, ölüm yaşı ve yaşam koşulları hakkında daha fazla bilgi edinmeyi umut ediyor. Bu keşif, bölgenin antik dönemdeki sosyal ve kültürel yapısını anlamak için önemli bir fırsat sunuyor.