EREN KOCA/HABER MERKEZİ - 7 Ekim'den bu yana Gazze'de binlerce Filistinliyi katleden İsrail ordusunun bazı askerleri, kollarına 'vadedilmiş topraklar'ı simgeleyen peçler takmasıyla gündeme geldi. Bu peçlerin resmi İsrail ordu kıyafetlerinde yer almadığı ortaya çıktı. Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Milliyet'e açıklamalarda bulundu.

Ağar, söz konusu peçlerin ordu tarafından tüm birliklere dağıtılmadığını, askerlerin kendi isteğiyle bu peçleri takamayacaklarını belirtti. Ancak karar mekanizmalarının inisiyatifi ile bu peçlerin satın alınıp takılabileceğini ifade etti. Ağar, bazı çevrelerin bu sembolleri kıyametçi bir dogma olarak gördüğünü ve bunun derin etkilerinin olduğunu belirterek, "Bunlar, Nil'den Fırat'a kadar olan toprakları içine alan bir doktrine işaret edebilir. Bu yaklaşım, Ortadoğu'da yeni çatışmalara zemin hazırlayabilir," dedi.

Ağar ayrıca, bu tür inançların Ermeni ve Yunan mitolojilerine benzer paralellikler taşıdığını hatırlatarak, bunların sadece bireysel inançlar değil, resmi politikalara dönüşürse, İsrail için tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. "Siyasi ve askeri bürokrasinin içinde böyle bir düşünce yapısının varlığı, İsrail'in ne denli bir açmaza düştüğünü gösteriyor. Bu durum, istenmeyen bir güvenlik bunalımı yaratabilir," şeklinde konuştu.

Analizde dikkat çeken bir diğer nokta ise 'vadedilmiş topraklar' ile DAEŞ'in alanlarının örtüştüğüne dair uyarıda bulunulması. Ağar, bu dogmanın peşinden koşulmasının, İsrail'in yok olmasına sebep olabileceğinin altını çizdi. "Çünkü İsrail, derinliği olan bir ülke değil," dedi.

Gözler Mısır'dan Türkiye'ye kadar uzanan geniş bir coğrafyaya da çevrildi. Ortadoğu'daki bu tür gelişmelerin ardından, bölgedeki ülkelerin nasıl bir strateji izleyeceği dikkati çekiyor. Bu tür çatışmalar, sadece askeri boyutları değil, aynı zamanda bölgede demografik ve sosyo-ekonomik dinamikleri de derinden etkileyebilir. Tüm bu gelişmeler, karmaşık bir jeopolitik denklem oluşturuyor.