Dünya

Atık Plastik İthalatı Türkiye'de Neden Patladı? Çözüm Önerileri Neler?

2024-11-05

Yazar: Mehmet

Son yıllarda Türkiye'nin atık plastik ithalatındaki artış, çevresel sorunları derinleştiren önemli bir konu haline geldi. Uluslararası çevre örgütü Greenpeace'in verilerine göre, Türkiye, Avrupa ülkelerinden plastik atık ithalatında son beş yıldır birinci sırada. 2023 yılında, yalnızca Avrupa Birliği ülkeleri ve Birleşik Krallık'tan Türkiye'ye 456 bin 507 ton plastik atık gönderildi. Bu, günde ortalama 125 çöp kamyonu dolusu atık demek.

Türkiye'nin en fazla atık gönderdiği ülkeler arasında İngiltere ilk sırada yer alırken, Almanya, Belçika, İtalya ve Hollanda gibi ülkeler de önemli miktarlarda atık gönderiyor. Ancak, Türkiye’nin bu atıkları yalnızca Avrupa’dan değil, Uzak Doğu ve diğer ülkelerden de temin ettiğini belirtmekte fayda var.

Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Sedat Gündoğdu, Türkiye’nin 2023 yılında ithal ettiği 3915 kodlu plastiklerin miktarının 623 bin ton olduğunu belirtti. Yılda 600-700 bin ton plastik atık ithalatı yapıldığına dikkat çekerek, Türkiye’nin kendi toplamış olduğu plastik miktarının bu kadar yüksek olmadığını vurguladı.

Gündoğdu, Türkiye'de büyük bir geri dönüşüm etkinliği olmasına rağmen ithalatın gerekliliği, düzenlenen plastik atık ithalatına kısıtlamalar getirilse de sorunun tam anlamıyla çözülemediğini gösteriyor. 2018 yılında Çin’in atık ithalatını yasaklamasıyla birlikte Türkiye, bu alanda önemli bir oyuncu haline geldi. Ancak çevre bilincinin artması ve halkın tepkileri, 2021'de atık plastik ithalatının yasaklanmasına yol açtı. Fakat bu yasak, çok geçmeden geri alındı.

Gündoğdu, ithal edilen plastik atıkların yalnızca %40-60'ının geri dönüştürüldüğünü belirterek, bu sürecin geri dönüşüm için uygun nitelikte olmayan ürünlere dönüştüğünü ve çoğu zaman çevreye zarar verdiğini ifade etti. Ayrıca, geri dönüştürülemeyen bu plastiklerin ya su sistemine karıştığını ya da yakılarak zarara yol açtığını söyledi.

Plastik atıkların yakılması, hem sağlık hem de çevre açısından tehlikeli bir durum oluşturuyor. 2019 yılında Adana'da gerçekleştirilen bir araştırma, bölgede bulunan su ve toprak örneklerinde kanserojen maddelerin yüksek seviyelerde bulunduğunu ortaya koydu.

Küresel Plastik Antlaşması'nın müzakereleri, plastik kirliliğiyle mücadelede önemli bir fırsat sunabilir. Bu nedenle, Türkiye’nin bu antlaşmaya dahil olarak plastik atık ihracatını yasaklayacak bir düzenlemeye gitmesi bekleniyor. Çevreciler, bu adımın, ülke genelindeki çevre kirliliğini azaltmaya yönelik önemli bir gelişme olduğunu vurguluyor. Türkiye'nin geri dönüşüm tesislerinin, ayrıca kesin önlemlerle beraber her yıl artan plastik atık miktarını yönetebilme kabiliyetini artırması gerektiği düşünülüyor.

Halkın bilinçlendirilmesi ve daha sürdürülebilir bir plastik yönetimi politikası benimsenmesi, atık plastik ithalatına karşı mücadelede keyifli bir adım olacaktır. Bu konuda asıl tehlike, sadece atık ithalatıyla sınırlı kalmayıp, dünya genelindeki plastik kirliliğinin artışıyla da doğrudan ilgilidir. Bu nedenle, Türkiye’nin bu sorunu ele alacak etkili stratejiler geliştirmesi elzemdir.