Son günlerde zona vakalarında kaydedilen artış, sağlık camiasında ciddi endişelere yol açtı. Zona, su çiçeği virüsünün yeniden aktive olması sonucu ortaya çıkan viral bir enfeksiyondur ve genellikle yaşlı bireylerde görülür. Ancak son araştırmalara göre, bu hastalık genç bireyleri de etkisi altına almaya başladı.

Hastalığın sıklığı, özellikle son 30 yılda 20'li yaşlar da dahil olmak üzere her yaş grubunda artış göstermektedir. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) verilerine göre, 1998'den bu yana vakalarda gözle görülür bir artış yaşandı. Clinical Infectious Diseases dergisinde yayımlanan bir araştırma, ABD'de tüm yaş gruplarında zone vakalarının son 60 yılda dört kat arttığını ortaya koydu.

Zona vakalarının artmasının birçok nedeni olduğu düşünülüyor. Uzmanlar, bağışıklık sistemini etkileyen ve zayıflatan ilaçların yaygınlaşmasının bu artışta rol oynayabileceğini belirtiyor. Özellikle otoimmün hastalıklar için kullanılan ilaçlar ve steroidler, bağışıklık sistemini baskıladığı için risk faktörü olarak öne çıkıyor. Ayrıca, COVID-19'un bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri de zona riskini artırabilir; bazı çalışmalar COVID-19 geçiren bireylerde zona riskinin 2,16 kat arttığını göstermektedir.

Türkiye'de de benzer bir durumla karşı karşıya kalındığına dikkat çekiliyor. Dermatoloji uzmanı Dr. Selma Salman, "Türkiye'de henüz zona artışıyla ilgili özel bir çalışma yok, ancak genel olarak bulaşıcı enfeksiyon hastalıklarında bir artış gözlemliyorum" diyor.

Zona hastalığı, vücutta farklı alanlarda görülebilir. Ancak genç bireylerde daha hafif seyrediyor ve çoğu zaman tedavi gerektirmeden kendiliğinden iyileşiyor. Dr. Salman, ”Zona, vücudun belirli bölgelerinde su toplamaları şeklinde ortaya çıkabiliyor; bu durum genellikle bir hat boyunca, kırmızı zemin üzerinde sıralanmış şekilde görülür” şeklinde açıklıyor.

Daha önemli olan, zona hastalığının ciddi komplikasyonlara yol açabileceği gerçeğidir. Özellikle yüz bölgesinde gelişen zona, görme kaybına ve yüz felcine bile sebep olabilir. Dr. Salman, “Zona ciddiye alınması gereken bir hastalık, 50 yaş üzeri bireylerde ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir” diyerek tehditler konusunda uyarıyor.

Ayrıca, hastalığın belirtileri ve etkenleri üzerine daha çok araştırma yapılması gerektiği vurgulanıyor. Uzmanlar, zona aşısının gençler ve bağışıklık sistemi zayıf bireyler için faydalı olabileceğini belirtiyor. Enfekte bireylerle temasta ise dikkatli olunması gerektiğini, doğrudan temas ve kontamine olmuş nesnelerden uzak durulması gerektiğini vurguluyor.

Sonuç olarak, zona vakalarındaki artış hafife alınmamalıdır. Sağlık uzmanlarının önerilerine uymak ve aşılanma konusunda bilgi sahibi olmak, bu hastalığın etkilerinden korunmak için önemlidir. Zona, sadece yaşlıları değil, gençleri de tehdit eden bir hastalık haline gelmiştir!