HABER7

Hasan Tahsin Paşa (1845-1918), diğer adıyla Hasan Tahsin Mesarea, Osmanlı İmparatorluğu’nun zorlu dönemlerinde dikkat çeken bir askeri subaydı. 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı ve Birinci Balkan Savaşı'nda yüksek rütbeleri olan bu şahıs, Türk ordusunun büyük kayıplar yaşamasına sebep olan bir teslimiyetle anılmaktadır. Tarih kitaplarında vatan haini olarak geçen Hasan Tahsin Paşa, yalnızca bir askeri komutan olarak değil, aynı zamanda ulusal ruhu kıran eylemleriyle de hafızalara kazınmıştır.

Birçok kaynak, Hasan Tahsin Paşa'nın Yunan ordusuna herhangi bir direniş göstermeden 26 bin Türk askerini ve silahını teslim ettiğini belirtmektedir. Bu durum, onun sadakat ve onur anlayışını sorgulatmaktadır. Peki, bir subayın bu kadar kolayca vatanını terk etmesi ve ordusunu düşmana teslim etmesi nasıl mümkün oldu? Bu konunun derinlerine inmek, tarihin karanlık sayfalarında kaybolmamak adına oldukça önemlidir.

Hasan Tahsin Paşa'nın gerçek niyetleri, teslimiyetin ardındaki karanlık motivasyonlar ve dönemin siyasi havası, günümüzde de tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Sadece bir savaş subayı değil, aynı zamanda bir kültür ve tarih ihanetinin simgesi haline gelen bu figür, ulusumuzun geçmişinde derin izler bırakmıştır.