Ülke

Türkiye'ye İade Edilen 2.500 Yıllık Eserle İlgili Şok Detaylar!

2024-09-18

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 1980'li yıllarda Manisa'dan kaçırılan ve tam 2.500 yıllık olan nadir bronz sedirin, sonunda Türkiye'ye iade edildiğini duyurdu. Bu tarihi eser, Paul Getty Müzesi'nde sergileniyordu ve şimdi tekrar vatanına döndü.

M.Ö. 530 yılına tarihlenen bu eşsiz bronz sedir, J. Paul Getty Müzesi tarafından Türkiye'ye iade edilirken, eser hakkında yapılan bilimsel araştırmalar dikkat çekici sonuçlar ortaya koydu. Sedirin, 1982 yılında J. Paul Getty Müzesi'nin İsviçreli bir sanat tacirinden satın aldığı biliniyor. Tacir, bu eserin 1920'lerden itibaren Avrupa'da koleksiyonlarda yer aldığını iddia eden sahte belgeler sunmuştu. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Getty Müzesi'nin yürütmekte olduğu kapsamlı araştırmalar, bu iddiaların asılsız olduğunu kanıtladı.

Araştırmalar, bronz sedirin 1980’lerin başında Manisa yakınlarındaki bir mezardan kaçak kazılarla çıkarıldığını ve yasa dışı yollarla ülke dışına kaçırıldığını açıkça ortaya koydu. Eserin iadesi, tarihi mirasların korunması adına büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.

Eşsiz bir eser olması nedeniyle bu bronz sedir, günümüzde oldukça nadir rastlanan bir mobilya türü olarak öne çıkıyor. Antik dönemlerde günlük yaşamda dinlenme ve yemek yeme amacıyla kullanıldığı bilinen bu tür sedirler, tarihi tasvirlerde de sıkça yer alıyor. Dökme bronz ayakları ve demir iskeleti sayesinde uzun yıllar kullanım için dayanıklı olan bu eser, dönemin mobilya tasarımının ne kadar ileri olduğunu gösteriyor.

Kayalarla kaplanmış ve delikli bakır levhalardan üretilmiş yapılar içeren bu eser, aynı zamanda dönemin mimari ve sanatsal estetiği hakkında önemli ipuçları sunuyor. Yapılan incelemeler, sedirin yapımında kullanılan malzemelerin de o dönemin zanaatkarlarının becerilerini yansıttığını ortaya koydu.

Bu iade ile birlikte, 2024 yılında Türkiye'ye getirilen eser sayısı 36'ya ulaştı. Türkiye, tarihi eserlerin korunması ve geri kazandırılması konusunda önemli adımlar atmaya devam ediyor. Geçmişten günümüze ışık tutan bu tür eserlerin vatanına dönmesi, sadece kültürel mirasın korunması açısından değil, aynı zamanda ulusal kimliğin güçlendirilmesi açısından da büyük bir önem taşıyor.