Teknoloji

Tüm dengeler altüst olacak! Küresel nükleer enerji haritası değişiyor

2025-01-16

Yazar: Elif

Nükleer Enerjide Yeni Büyüme Dönemi

Nükleer enerjide yeni bir büyüme dönemi için piyasa, teknoloji ve politika temellerinin mevcut olduğu ve dünyada hızla artan elektrik talebinin karşılanmasında nükleerin önemli rol oynayabileceği bildirildi.

IEA Raporu

Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) "Nükleer Enerji için Yeni Bir Döneme Giden Yol" başlıklı raporu yayımlandı. Küresel nükleer enerji sektöründe mevcut durumun değerlendirildiği rapor, nükleer enerjide yeni projelerin nasıl finanse edileceği ve güvenilir tedarik zincirlerinin nasıl sağlanabileceğine ilişkin öneriler de içeriyor.

Artan Elektrik Talebi

Rapora göre, küresel elektrik talebindeki güçlü artış nedeniyle güvenli ve temiz enerji kaynağı ihtiyacı, nükleer enerji için yeni bir çağ başlatma potansiyeli sunuyor. Hidroelektrikten sonra dünyanın en büyük ikinci düşük emisyonlu elektrik kaynağı olan nükleer enerji, halihazırda küresel elektrik arzının yaklaşık yüzde 10'una tekabül ediyor.

Reaktörlerin Üretimi

Bu yıl, dünyada faaliyet halinde olan yaklaşık 420 nükleer enerji reaktöründen üretilen elektriğin tüm zamanların en yüksek seviyesine çıkacağı öngörülüyor. Bu artışta Japonya’da yeniden üretimin başlaması, Fransa’daki bazı santrallerdeki bakım çalışmalarının tamamlanması ve Çin, Hindistan, Güney Kore gibi ülkelerde yeni nükleer reaktörlerin devreye girmesi etkili oluyor.

Yeni Üretim Kapasitesi İhtiyacı

Yapay zeka, sanayi ve iklimlendirme ile elektrikli araçlar ve veri merkezlerinin yoğun kullanımı, hızla artan elektrik talebini karşılayabilmek için nükleer enerji dahil yeni üretim kapasitesine ihtiyaç duyulacağını gösteriyor. Mevcut nükleer enerji filosunun çoğu gelişmiş ekonomilerde bulunmasına rağmen, küresel nükleer enerji haritası değişiyor. Halihazırda inşası devam eden çoğu proje Çin’de bulunuyor.

Reaktör Tasarımı

Dünya genelinde 2017’den beri inşası başlanan 52 reaktörden 25’i Çin tasarımı, 23’ü ise Rus tasarımı olarak öne çıkıyor. Nükleer enerji teknolojilerindeki yenilikler, yeni projelerin ivme kazanmasında yardımcı oluyor. Daha küçük ölçekli nükleer enerji santrallerinin bir türü olan ve daha hızlı inşa edilebilen küçük modüler reaktörler (SMR), özel sektörün de bu alana ilgisinin artmasına neden oluyor.

SMR’lerin Potansiyeli

Doğru desteklerin sağlanmasıyla SMR’lerin kurulumlarının 2040’a kadar 80 gigavata ulaşabileceği ve küresel nükleer enerji kapasitesinin yüzde 10’unu oluşturabileceği öngörülüyor. Ancak bu teknolojinin başarısı, sektörde maliyetlerin diğer temiz enerji projelerinin maliyetlerine yakın bir seviyeye düşürme becerisine bağlı olacak.

Yatırım Gereksinimleri

Nükleer enerjide yeni dönemin 2030’a kadar yıllık 120 milyar dolar yatırım gerektireceği hesaplanıyor. Bu, mevcut yıllık yatırımları iki katına çıkması anlamına geliyor. Altyapı yatırımlarının ölçeği göz önüne alındığında, yeni nükleer projelerin hayata geçirilmesi için kamu finansmanının yanı sıra özel sektör sermayesinin de sektöre çekilmesi kilit öneme sahip.

IEA Başkanı Birol’un Değerlendirmesi

IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, nükleer enerjinin güçlü geri dönüşünün devam ettiğini belirterek, "Nükleer enerji, bu yıl rekor düzeyde elektrik üretecek." ifadesini kullandı. İnşası halindeki nükleer enerji kapasitesinin arttığını kaydeden Birol, "70 gigavattan fazla yeni nükleer enerji kapasitesi inşa ediliyor ve 40’tan fazla ülkenin enerji sistemlerinde nükleirin rolünü artırma planları var. Özellikle SMR’ler heyecan verici bir büyüme potansiyeli sunuyor," dedi.

Finansman ve Tedarik Zincirleri

Ancak Birol, hükümetlerin ve endüstrinin nükleer enerjide yeni bir döneme giden yolda, yeni projelerin zamanında ve bütçeye uygun şekilde inşa edilmesinden başlayarak finansman ve tedarik zincirleri açısından önemli engelleri aşması gerektiğine dikkat çekti. Ayrıca, nükleer enerjide zenginleştirme kapasitesinin neredeyse tamamının yalnızca 4 tedarikçi ülkede yoğunlaştığı vurguladı.

Rusya'nın Payı

Rusya, küresel kapasitenin yüzde 40'ını oluşturarak bu alanda en büyük paya sahip. Birol, nükleer enerji teknolojilerinin yanı sıra uranyum üretimi ve zenginleştirmesinin belirli pazarlarda yoğunlaşmasının gelecekteki risk faktörlerine işaret ettiğini belirterek, tedarik zincirlerinde daha fazla çeşitliliğe ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.