Eski ABD Başkan Yardımcısı ve 2024 seçimlerinde başkan adayı Kamala Harris, 2024 seçimlerini kaybettikten sonra yeni başkan seçilen Donald Trump'ı arayarak zor bir telefon görüşmesi yaptı. Bu aramaya dair şok edici detaylar, yazar Chris Whipple'ın 'Uncharted: How Trump Beat Biden, Harris, and the Odds in the Wildest Campaign in History' adlı kitabında ortaya çıkıyor.

Harris, Trump'ı aramak için seçim günü sonrası bir gün bekledi. Görüşme, Washington D.C.'deki Başkan Yardımcısı konutunda yapıldı ve kampanya genel sekreteri Sheila Nix ile Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Lorraine Voles tarafından organize edildi.

Whipple kitabında, "Nix cep telefonundan başkan seçilmiş Trump'ı aradı ama bir şekilde aramayı başkan yardımcısının telefonuna bağlayamadı. Bunun üzerine Voles, Harris'i kendi telefonuyla aradı ve ardından ikisi telefonlarını birbirine bağladı" diye yazıyor.

Trump'a 'Başkan yardımcısı burada' dedikten sonra Harris, Trump'a saygılı bir dille hitap etti. Whipple, konuşmanın detaylarını şöyle aktarıyor: "Harris, kampanya sırasında faşist olarak tanımladığı bir adama saygılı bir şekilde selam verdi. Yenilginin yükünü hissettiği belliydi."

Harris, Trump'a "Sizi arıyorum çünkü yenilgiyi kabul ediyorum. Bu adil bir seçimdi. Güç transferinin barışçıl olması önemli. Ülke için önemli. Umarım tüm Amerikalıların başkanı olursunuz" dedi.

Ancak Trump'ın bu sözlere verdiği cevap şok edici oldu. Trump, Harris'in sözlerinde bir ima sezse de bunu ortaya koymamıştı. Hatta Trump, esprili bir dille konuşarak, "Sen bir çetin cevizsin. Gerçekten harikaydın. O Doug yok mu (Harris'in eşi), ne karakter ama! O adama bayıldım" dedi.

Yazar Whipple'a göre, Harris'in yardımcılarından biri durumun 'garip ve yersiz' olduğunu düşündü. Yardımcı, "Şaşkınlıkla 'ne oluyor?' dedim. Gerçekten, ne hissedeceğimi bilemedim. O kadar manipülatif ki. O bir sosyopat" ifadesini kullandı.

Harris'in kaybetme sebepleri üzerine de kitabında bilgi veren Whipple, en büyük sorunlardan birinin Harris'in kendisini Başkan Joe Biden'dan bağımsız bir figür olarak konumlandıramaması olduğunu belirtiyor. Seçmenler için bu bir 'değişim' seçimi olsa da, çoğunluk için değişimi temsil eden kişi Harris değil, Trump'tı.

2024 seçimleri yaklaşırken, bu tür olayların ve Trump’ın tutumunun, gelecekteki siyasi atmosferi nasıl etkileyeceği merakla bekleniyor. Seçmenlerin tutum ve düşünceleri, Harris ve Trump gibi figürlerin gelecekteki siyasi rollerini şekillendirebilir.