İngiliz The Sun gazetesi, İngiltere Kralı 3’üncü Charles’ın oğlu Sussex Dükü Prens Harry’nin telefonunun hacklendiğini, izlendiğini ve kişisel bilgilerin kötü amaçlar için kullanıldığını kabul edip özür diledi.

Özür, Harry’nin ‘telefonlarını dinleyerek özel hayatını ihlal ettiği’ iddiasıyla dava açtığı The Sun gazetesinin sahibi News Group Newspapers’dan (NGN) geldi.

NGN’nin açıklaması şöyle:

“2016 ile 2021 yılları arasında Sussex Dükü’nün özel hayatına yaptığımız ciddi müdahaleler ve gazete için çalışan özel dedektiflerin gerçekleştirdiği hukuka aykırı faaliyetler nedeniyle koşulsuz ve eksiksiz özür diliyoruz.”

Açıklamada, Prens Harry ve merhum annesi Galler Prensesi Diana’nın özel hayatıyla ilgili yapılan kapsamlı haberlerin ve müdahalelerin etkilerinden dolayı da özür dilendi. "Bu durum, Harry'nin hayatını ciddi şekilde etkiledi," denildi.

NGN, haberlerin Prens Harry’nin hayatına, arkadaşlık ilişkilerine ve aile ilişkilerine zarar verdiğini kabul ederek tazminat ödemeyi de kabul etti.

Bunun yanı sıra, aynı davaya müdahil olan Lord Tom Watson’dan da özür dilendi. Lord Watson, telefonunun The Sun tarafından dinlendiğini iddia etmişti.

Prens Harry, ‘The Sun tarafından telefonunun hacklendiği, hukuksuz şekilde elde edilen bilgilerin haberlerde kullanıldığı’ iddiasıyla gazeteye karşı 2019’da dava açmıştı. Ayrıca bu hukuksuzluğun gizlendiğini savunan Harry, Daily Mail, Daily Mirror ve kapatılan News of the World gazeteleri hakkında da benzer iddialarla yargıya başvurmuştu.

NGN, iddiaları reddederek zaman aşımına işaret ederken, davaya müdahil olan 1000’e yakın kişiden yalnızca Prens Harry ve Lord Watson davasını sürdürmüştü. Prens Harry, hükümete açtığı davayı kaybetmişti. Bu durum, medyanın özel yaşamı ihlal etme konusunda yaşanan tartışmaların yeniden alevlenmesine neden oldu.

Bu olay, Harry ve eşi Meghan Markle’ın, İngiliz basınından gördükleri baskı ve müdahale nedeniyle ABD’ye taşınma kararına ilişkin yeni bir tartışma başlattı. Özellikle genç neslin iletişim ve güvenlik endişeleri göz önünde bulundurulduğunda, gazetecilik etiği üzerine yeniden düşünülmesi gereken bir durum ortaya çıkıyor.