Suriye'nin Kaybedenleri Buluştu: İlişkiler Derinleşiyor mu?
2025-01-09
Yazar: Zeynep
Aydın Hasan - Ankara / İran'ın Suriye'deki etkisi, Lübnan Hizbullah'ı ile birlikte Lübnan, Irak, Afganistan, Tacikistan ve Pakistan uyruklu Şii milislere dayanıyor. Bu milislerin koordinasyonu İsmail Kaani'nin liderliğindeki Kudüs Gücü tarafından sağlanıyor. Baas rejiminin devrilmesiyle İran, Suriye içerisindeki gücünü kaybetti. Suriye'deki geçiş hükümeti lideri Ahmed Şaraa, ülkenin terör örgütü PKK/YPG'nin saldırı üssü olmasına izin vermeyeceklerini vurguladı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, Suriye'deki yabancı teröristlerin ülkeden ayrılmaları çağrısında bulundu. Trump'ın 20 Ocak'ta başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte ABD askerlerinin bu ülkeden çekilmesi ihtimali de gündeme geldi.
PKK'nın kolu YPG, Suriye'nin kuzeydoğusundaki hakimiyet alanını kaybetme riskiyle karşı karşıya. İsmail Kaani ile Mazlum Abdi'nin Irak'taki buluşması oldukça dikkat çekici oldu. Buluşmanın yapıldığı yer, KYB lideri Bafel Talabani'nin Süleymaniye'deki konutu oldu. Talabani ailesi, 1980'li yıllardan beri İran ile yakın ilişkileri ile tanınıyor. Terör örgütü PKK'ya destek veren Bafel Talabani, son yıllarda hem ABD hem de İran ile ilişkilerini sürdürdü. İranlı yetkililer ile terör örgütü arasındaki temaslar, Türk güvenlik birimleri tarafından dikkatle izleniyor.
Emekli Büyükelçi Uluç Özülker ile Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA Kıdemli Araştırmacısı Doç. Dr. Murat Aslan, İran-YPG yakınlaşmasını değerlendirdi. ULUÇ ÖZÜLKER, "İran ile PKK arasında her zaman bir temas vardı. PKK sorunu çözüme kavuşturulamadıysa bunun arkasında İran'ın iki yüzlü politikası yatıyor. Kandil'in bir tarafı Irak, diğer tarafı İran'da. İran, teröre karşı Türkiye ile iş birliğine gitseydi PKK sorunu olmazdı. ABD ve İsrail, İran'ı Suriye'de istemiyor. İran, Suriye'de zarara uğradı ve Lübnan'daki Hizbullah'a yardım etmekte zorlanıyor. Suriye'de 551 üssü ve 50 bin milisi vardı; bunlar da artık bitti." şeklinde konuştu.
MURAT ASLAN ise, "Esad'ın devrilmesiyle Suriye’de İran ve Rusya'nın etkisi kalmadı. Trump'ın koltuğa oturması ve ABD’nin askerlerini çekmesi ile Suriye’nin kuzeydoğusundaki SDG-YPG oluşumu, bu ülkede destek bulma sorunuyla karşılaşabilir. İran, Suriye’den çekilmek istemiyor. Arka planda PKK’ya zaman zaman destek sağlıyordu. İran ile YPG arasında uzun süreli bir ilişki olacağını düşünmüyorum. YPG, ABD'ye karşı 'Çekilirseniz İran buraya gelir' algısı yaratmak isteyebilir. İran için ise Suriye'den çekilmek, Lübnan'dan çekilmek anlamına geliyor. Rejimin çökmesi, fiilen İran'ın da yenilgisi oldu; bu durum, psikolojik anlamda İran'ı etkileyebilir. Aynı şekilde YPG de 'İran yılanına sarılabilir' şeklinde bir strateji izleyebilir." dedi.
Türkiye, Suriye topraklarında bir terör oluşumunun barınmasına müsaade etmeme kararlılığında. Bu bağlamda Türkiye'den YPG'ye uyarılar yapılırken, Suriye Milli Ordusu (SMO) Barış Pınarı Harekatı bölgesine ağır silah ve savaşçı sevk etmeye başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, "Türkiye, bekasını koruma noktasında tavizsiz iradeye sahiptir; iş öyle bir raddeye varırsa yine bir gece ansızın gelebiliriz." ifadesini kullandı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise, terör örgütü YPG konusunda gereğinin yapılacağını, gerekirse askeri operasyon düzenlenebileceğini belirtti.
Bu aşamada terör örgütü PKK/YPG'den kurtarılan Barış Pınarı Harekatı bölgesinde SMO, Halep'in Aynularap ilçesi, Rakka'nın Ayn İsa ilçesi ve Haseke'nin Tel Temir beldesine bakan cephe hatlarına ağır silahlar ve savaşçılar sevk etti. SMO Müsteşar Komutanı Ebu Abdullah Muhammed, tüm cephe hatlarına sevkiyat yaparak askeri hazırlıkları alarm seviyesine yükselttiklerini açıkladı. Tüm bu gelişmeler, Suriye'de nasıl bir dengenin oluşacağını ve İran'ın bu süreçten nasıl etkileneceğini merakla bekleyen gözler üzerindedir.