Suriye'de 61 yıllık Baas rejimi, Suriye Milli Güçleri'nin Özgürlük Şafağı Operasyonu ile sona erdi. Bu gelişmenin ardından, pek çok ülke kurulmaya başlanan Yeni Suriye Hükümeti ile diplomasi trafiğine başladı. Tüm gözler, ABD ve İsrail'in bu süreçteki tutumuna çevrildi.

İsrail, Filistin'deki işgal politikalarını güçlendirirken, bu durumu bir fırsat olarak değerlendirip Golan Tepeleri'nde etkisini artırma çabalarını sürdürüyor. Peki, ABD ve İsrail'in yeni Suriye politikaları ne yönde şekillenecek?

ABD'de Joe Biden yönetimi, DEAŞ ile mücadele bahanesiyle Suriye'deki askeri varlığını artırırken, bir yandan da terör örgütü PKK/YPG'ye destek vermeye devam ediyor. 2016 yılındaki başkanlık kampanyası sırasında Donald Trump, Suriye'den çekilmek gerektiğini ve Suriye'nin kendi sorunlarıyla yüzleşmesi gerektiğini belirtmişti.

Tüm bu gelişmeler ışığında dikkatler, yeni Suriye'deki gelişmelere ve bölge ülkelerinin bu yeni düzende nasıl bir politika izleyeceğine çevrildi. Yeni Şafak yazarı Süleyman Seyfi Ögün, konuyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Akıl Odası programında, İsrail'in yeni Suriye hükümeti üzerinde terör örgütü PYD'yi destekleyerek Türkiye karşıtı bir politika izlemeye zorlamak için iki farklı senaryo planladığını ifade etti.

İlk senaryoda, İsrail'in bölünmüş bir Suriye yaratma arzusunda olduğunu belirten Ögün, bu hedefe ulaşmak için PYD'yi destekleyeceklerini vurguladı. Erbil ve Haseke'de Alman, Fransız ve Amerikan diplomatlarının mekik dokuduğunu hatırlatan Ögün, bu bölgelerin stratejik önemine dikkat çekti: "Erbil şu an kritik bir taş. Eğer Erbil'i kontrol edebilirsek, sorun yaşamayız; ama bu taş yerinden oynarsa, durum hiç iyi olmaz."

Ögün, ayrıca İsrail'in HTŞ'yi 'kurt kapanı'na almak istediğini belirtti. Bu planın, ABD, Almanya ve Fransa'nın yeni yönetimle gerçekleştirdiği görüşmelerle şekillendiğini ifade eden Ögün, bu senaryonun Türkiye için olumsuz sonuçlar doğurabileceğini öne sürdü.

Sonuç olarak, Süleyman Seyfi Ögün'ün değerlendirmeleri, İsrail'in Suriye'deki stratejilerinin gelecekte bölgesel dinamikleri nasıl etkileyebileceğine dair endişeleri artırıyor. Bölgedeki güç dengeleri ve siyasi hamlelerin, hem Suriye hem de komşu ülkeler için kritik sonuçlar doğuracağı görülüyor.