Sözcü ve SZC TV Sahibi Burak Akbay Hakkında Yakalama Kararı Çıktı!
2025-01-16
Yazar: Mehmet
Sözcü gazetesi ile SZC TV'nin sahibi Burak Akbay hakkında, duruşmalara katılmadığı gerekçesiyle yakalama kararı çıkarıldı.
İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden davada Burak Akbay, duruşmalara katılmadığı ve savunma vermediği için yakalama kararıyla karşı karşıya kaldı. Bu davada Akbay ile birlikte, Sözcü gazetesinin yazarları Emin Çölaşan, Necati Doğru ve eski genel yayın yönetmeni Metin Yılmaz’ın da bulunduğu toplam dokuz kişi yargılanıyor. Mahkeme, bu kişilere üç yıl altı ay ile iki yıl bir ay arasında değişen hapis cezaları vermişti. Ancak, dosyanın Yargıtay’a taşınmasının ardından Yargıtay, 26 Kasım 2024 tarihinde yapacağı değerlendirmede bu kararları bozdu ve yeniden yargılama sürecinin açılmasına onay verdi.
Akbay ve yöneticilerinin ‘FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım etmek’ suçlamasıyla yargılandığı dava bu gün devam etti. Savunma yapan Akbay’ın avukatı Erdal Kılbaşıoğlu, müvekkilinin işlerinden dolayı duruşmaya katılamadığını belirtti. Diğer bir avukat Altar Arıkan ise Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin bozma kararının, bugünkü davada isnat edilen suçların oluşmadığını gösterdiğini söyledi.
Mahkeme, Yakalama kararını verirken ayrıca şunları kaydetti: “Tüm aramalara rağmen bulunamayan ve yeni adresi de tespit edilemeyen sanığın, mazeret sunarak duruşmalara katılacağını beyan ettiği, fakat katılmadığı ve savunması alınamadığı göz önünde bulundurularak CMK 199’uncu maddesi uyarınca yakalama emri düzenlenmesine oy birliği ile karar verilmiştir.”
Davanın bir sonraki duruşması 29 Nisan’da gerçekleştirilecek. Bu davanın sonuçları, Türkiye medyasının geleceği ve ifade özgürlüğü üzerindeki etkileri açısından büyük önem taşıyor. Gazetecilerin tutuklanması, vatandaşların doğru bilgiye ulaşmasını engelleyebilir ve kamuoyunun demokratik denetimini zayıflatabilir.
Sözcü davasında ortaya atılan iddialar, büyük bir tartışma yaratırken, ‘FETÖ’ye ‘can simidi’ olduğu ve kamuoyunda ‘algı yarattığı’ ifadeleri dikkat çekiyor. Bu gelişmeler, Türk medyası ve yargısı üzerindeki baskılar hakkında endişeleri artırıyor.