Kocaeli Adliyesi’nde yaşanan bir rüşvet skandalı, yargı sistemini sarstı. Hakim Alper U., savcılıktaki ifadesinde, Avukat Seyithan D.’nin kendisine çikolata hediye ettiğini ve poşetin içinden 2.500 dolar çıktığını açıkladı. Söz konusu olay, Adalet Bakanlığı'nın ve kamuoyunun dikkatini çekti.

Olay, 25 Kasım’da meydana geldi. Avukat Seyithan D., hakim Alper U.’nun odasına çikolata hediye etmek için geldiğinde, hakim elinde turuncu bir poşet gördü. Poşeti alırken, içinden döviz cinsinden banknotların çıktığını fark etti. Hakim, poşeti hemen savcılığa teslim etti.

Alper U., ifadesinde, Seyithan D.'nin sürekli olarak yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep ettiğini ve bunun üzerine çikolata poşetinin kendisine verildiğini belirtti. Poşeti açtığında, beklenmedik bir şekilde içindeki zarfın dolu olduğunu görünce büyük bir şok yaşadı.

Olayın ardından Seyithan D., rüşvet suçlamalarını reddetti, kendisinin sadece çikolata getirdiğini ve poşetin içinde para olmadığını savundu. Ancak, hakim ifadesinde sık sık yurt dışına çıkma taleplerinin yapıldığını ve işlerin yargıda kaynadığını ifade etti.

Cumhuriyet savcısı, Seyithan D.’nin fiili üzerine yürütülen soruşturmanın devam ettiğini ve rüşvet suçlamasıyla 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Savcı, elde edilen delillerin, sanığın suçu işlediği yönünde yeterli olduğunu vurguladı.

Bu rüşvet olayı, Türkiye'deki adalet sistemindeki sorunları bir kez daha gözler önüne serdi. Bunun yanı sıra, yargının bağımsızlığına duyulan güven sarsıldı. Kamuoyunda ve hukuk çevrelerinde büyük tepkilere yol açan bu durum, Türkiye’deki adli süreçlerin ne kadar hassas olduğu gerçeğini bir kez daha gösterdi. Adalet Bakanlığı ise konu hakkında soruşturma başlatıldığını açıkladı ve yasal sürecin başlaması için gereken adımların atılacağını duyurdu.

Bunların ışığında, birçok kişinin aklında aynı soru var: "Yargı bağımsızlığına olan güven nasıl yeniden sağlanacak?" Bu sorunun yanıtı, tartışmaların ve eleştirilerin merkezinde yer alıyor. Bu olayın, Türkiye'deki adalet sistemi üzerinde ciddi etkileri olabilecek gelişmelere yol açması bekleniyor.