Türkiye'nin uluslararası sahnedeki konumunu anlamak için sıklıkla gözlemlenen bir yöntem var: Yurt dışından gelen gözlemler... Örneğin, Türkiye'deki bir İngiliz hastanın sağlık sistemimizi nasıl övdüğü, sistemimizin başarısını gözler önüne seriyor. Veya İstanbul Havalimanı'nı kullanan yabancı bir ünlünün hayranlık dolu sözleri, havalimanının kalitesini gözler önüne seriyor.

Geçtiğimiz hafta sonu ise benzer bir bomba haber gündemimizi sarstı. ABD merkezli düşünce kuruluşu Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi'nin (CNAS) açıkladığı yeni rapor, Türkiye'nin dünyanın en büyük askeri hava aracı tedarikçisi olduğunu duyurdu. Bu rapor, Türkiye'nin Libya, Karabağ ve Ukrayna'daki SİHA'ları ile elde ettiği başarıların, ülkemizi küresel güvenlik sahnesinde lider konumuna yükselttiğini ortaya koyuyor. Artık ABD ve İsrail'in, bu alandaki eski saltanatlarının sona çekildiği anlaşılıyor.

Rapor aslında gizli bir bilgiyi açıklamıyor. Türkiye'nin SİHA sektöründeki başarısı, zaten birçok uluslararası gözlemci tarafından takdir ediliyordu. Özellikle Afrika ülkelerinin Fransa'yı devirmesi gibi kritik olaylarda, Türk SİHA'larının oynadığı öncü rol, dünya medyasında sıkça işlenmişti.

Peki, bu raporun önemi ne? Önemli çünkü raporu hazırlayan kuruluş; Bill Clinton, Barack Obama ve Joe Biden'ın başkanlıkları döneminde üst düzey bürokratik görevler üstlenmiş isimlerden oluşuyor. Uzmanlık alanı Çin ile olan ilişkiler olan bu kuruluş, ABD ordusunun sembolü B-2 bombardıman uçağını üreten savunma şirketlerinden biriyle yakından ilişkilidir.

Bu rapor, Türkiye'nin savunma sanayisinin özellikle havacılık alanındaki gelişmelerine ABD'nin Demokrat Parti elitlerinin dikkat kesilmesini sağlıyor. Acaba bu dikkat, bir Demokrat Parti Başkanının döneminde ABD’nin Çin ile rekabetinde Türkiye ile işbirliği haline dönüşebilir mi? Bu, oldukça iyimser bir bakış açısı olabilir. Türkiye'nin özellikle Obama dönemiyle başlayan gerginlikleri, savunma sanayimizin daha fazla hedef alınacağına dair endişeleri arttırıyor.

"Öyleyse daha ne yapabilirler ki?" dediğinizi duyar gibiyim.

Savunma sanayimizi baltalamaya yönelik daha neler yapabilirler? SİHA, İHA ve uçak projelerimizi engellemek için. Şimdiye kadar teknolojiye karşı küçümseyici tavırlar, yanlış haberlerle itibarsızlaştırma girişimleri, 'Savunma sanayisine ne gerek var?' diyen görüşlerle ve çeşitli ambargo uygulamaları ile engellemeler yaşandı. Ancak tüm bunlar sektörümüzün gelişimini durduramadı. Çünkü bu süreçte ülkemizi güçlendirmeyi bir ibadet gibi gören pek çok kahraman insan, günü geçirmeden çalışmaya devam etti. Peki, daha ne yapabilirler?

Unutmayın, düşmanınızın artık bir tehlike yaratmadığını düşündüğünüzde ya da size dostmuş gibi davrandığında, gardınızı düşürürsünüz. İşte bu, en savunmasız olduğunuz andır. Ülkemizin hedeflediği noktaya ulaşana kadar, bizi öven raporlara temkinle yaklaşmak ve gardımızı düşürmeden çalışmaya devam etmeliyiz.