Dünya

Şok Edici Gerçek: Kara Para Aklanmasının Sanat Dünyasındaki Yüzleri

2025-01-18

Yazar: Yusuf

Kara para aklama, sanat eserleri üzerinden en popüler ve gizli yöntemlerden biri haline geldi. Sanat uzmanı Yöre, yaptığı açıklamada, sanat eserlerinin özellikle resim sanatındaki tabloların, kaçakçılar, uyuşturucu kartelleri ve silah tüccarları tarafından kara para aklama yöntemleri arasında en sık kullanılan araçlardan biri haline geldiğini belirtiyor. Yöre, bu durumun, sanat eserleri aracılığıyla yasal zemin kazanarak kara paranın temizlenmesine olanak sağladığına dikkat çekiyor.

Kara para aklamada kullanılan sanat eserleri yalnızca tablolardan ibaret değil. NFT’ler - yani dijital sanat eserleri - ve edebiyat eserleri gibi farklı biçimlerde de kara para aklama yapılabildiği gösteriyor. Bu durum, özellikle sosyal medyada ünlü olan fenomenlerin kara para aklama kapsamındaki faaliyetleriyle gündeme geldi. Ancak henüz sanatçılar ve eserleri aracılığıyla kara para aklama yapan bireyler hakkında net bir bilgi yok.

Birçok suç organizasyonu, sanatçılar dışında başka bir kesimin sanat eserlerini kullanarak kara para akladığı konusunda pek çok dava gündeme geldi. 1989 yılında kurulan Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından hazırlanan 2023 raporu, sanat piyasasının büyük çoğunluğunun yasadışı faaliyetlerle bağlantısı olmadığını ancak sanat, antika ve diğer kültürel nesnelerin kara para aklamak ve suç örgütlerini finanse etmek için cazip bir araç olarak kullanıldığını ortaya koyuyor.

Sanat eserleriyle kara para aklama teknikleri arasında en dikkat çekici olanları şunlardır: fiyat enflasyonu, anonimlik sağlama, güvenli serbest liman depoları, mülkiyet değiştirme, sahte nakliye faturaları, kurumların kötüye kullanımı, rüşvet verme ve kredi teminatı sağlama. Bu teknikler, suçluların kara paralarını aklama sürecinde nasıl daha az dikkat çekecek şekilde hareket ettiklerini gösteriyor.

Örneğin, fiyat enflasyonu yöntemiyle sanat eserlerinin müzayedelerdeki fiyatları kasıtlı olarak yükseltilirken, anonimliği sağlamak için acenteler ve aracılar kullanılabiliyor. Ayrıca, serbest liman depoları, kara para aklamak isteyen kişilerin eserlerini yasal bir süreçten geçirmeden depolamak için kullanabildiği alanlar olarak öne çıkıyor.

Tüm bu yöntemler, suçluların sanat eserlerini alım-satım işlemlerinde kullanarak kara paralarını ‘temiz’ gibi gösterdiği bir ağı oluşturuyor. Sonuç olarak, yüksek değerli sanat eserlerinin gerçek alıcılara satılması ve bu yolla elde edilen gelir, aslında karanlık kökenli paranın ekonomiye entegre edilmesi anlamına geliyor. Bu durum, sanat dünyasının karanlık yüzlerini gözler önüne sererken, sanatın gerçek değeriyle arasındaki bağı sorgulatıyor.