Ülke

Skandalın Ardındaki Gerçekler: Naylon Fatura Vurgununu 22 Gün Sonra Kabul Etti!

2025-01-02

Yazar: Ahmet

HABER MERKEZİ

12 Aralık 2023’te BirGün gazetesinde yayımlanan "Kamu vakfı naylon faturalarla soyulmuş" başlıklı haber, Yunus Emre Vakfı'nın büyük bir dolandırıcılık skandalına karıştığını ortaya çıkardı. Vakfın kasası, tabela şirketlerinden alınan ve gerçekte var olmayan hizmetler karşılığında düzenlenmiş naylon faturalarla boşaltılmış.

Skandalın aydınlatılmasından sonra Yunus Emre Enstitüsü'nün iki önemli ismi, başkan yardımcıları Rahmi Gökaş ve Abdullah Kutalmış Yalçın istifa etti. İstifalar, vakfın itibar kaybını önlemek amacıyla gerçekleşti. Rahmi Gökaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Gökaş ile evli, Abdullah Kutalmış Yalçın ise Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) önemli isimlerinden Semih Yalçın’ın oğlu olarak biliniyor.

22 GÜN SONRA AÇIKLAMA YAPILDI

Yunus Emre Vakfı, skandalın ardından 22 gün sonra yaptığı açıklamada, olayla ilgili yolsuzluk iddialarını kabul etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın talimatıyla başlatılan inceleme sürecinin detayları paylaşıldı. Vakıf yönetimi, 2024 yılı Haziran ayında eski Enstitü Başkanı Şeref Ateş dahil olmak üzere ilgili personelin görevden alındığını bildirdi. Teftiş sürecinin, 2024 Temmuz itibarıyla başlanacağı belirtildi.

Yapılan teftişlerin ardından, işe alım süreçlerinde son derece dikkat edilmesi gerektiği ortaya çıktı. İç denetim mekanizmalarının zayıf kalması, bu tür yolsuzlukların ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Yetkililer, yapılan incelemeler sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda, 23 Aralık 2024 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulacağını açıkladı.

BİR İNCELEME DE ÇIKTI!

Bu durum, Türkiye’deki diğer vakıflar için de bir ders niteliği taşımakta. Özellikle kamu kaynaklarının kötüye kullanılmasını engellemek adına şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkesinin benimsenmesi gerektiği vurgulanıyor. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Naylon fatura skandalı sadece bir yolsuzluk olayı değil, aynı zamanda devlet kurumlarının bütçelerini koruma görevini ne denli ciddiye alması gerektiğini gösteren bir olaydır.