Olay, Mayıs 2020'de Luleburgaz'daki özel bir hastanede gerçekleşti. Yabancı uyruklu kadın doktor E. V., hastanenin başhekimi Abdullah Çiftçi’nin cinsel saldırısına uğradı. 30 Mayıs 2020'de meydana gelen bu skandalın ardından, ailesinin yaşadığı Edirne'ye dönen Doktor E. V., yaşadığı travma sonrası psikolojik destek almak üzere polis merkezine başvurdu.

İlaç vererek tuzağa düşürdü

E. V., ifadesinde başhekim Çiftçi'nin kendisine ruhsal rahatlama sağlaması amacıyla bir ilaç verdiğini, aynı gün acil serviste çalıştığı sırada yanına gelerek aynı ilaçtan bir kez daha verdiğini anlattı. Başhekim, daha sonra E. V.'yi akşam odasına içki içmeye davet etti. E. V., başhekimin ısrarı üzerine bir bardak şarap içti ve bu durum onu sarhoş hale getirdi.

Korkunç anlar sedyede yaşandı

E. V. kendini kötü hissettiğini belirtirken, başhekim odanın kapısını ve ışıklarını kapatarak ona sedye üzerinde cinsel saldırıda bulunduğunu ifade etti. Uyandığında, tüm giysilerinin yerde olduğunu ve başhekimin de çıplak olduğunu gördüğünü söyledi. E. V., başında geçenleri şikayet etti ve Abdullah Çiftçi gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından, 19 Haziran 2020'de çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Ancak yargılama süreci boyunca başhekim tahliye edildi.

Adalet yerini buldu mu? 15 yıl hapis cezası

Abdullah Çiftçi, E. V. ile yaşadıkları cinsel birlikteliğin rızaya dayalı olduğunu iddia etti. Kırklareli 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, Çiftçi’ye 'nitelikli cinsel saldırı' suçundan 15 yıl hapis cezası verdi. Fakat Yargıtay, istinaf mahkemesinin kararını bozdu ve Çiftçi’nin tahliye edilmesine karar verdi. Bu karar, toplumun tepkisini çekti.

İstinaf hukuk mücadelesi burada bitmedi

Dosya, istinaf mahkemesine götürüldü ve yerel mahkeme kararını bozan istinaf, Dr. Çiftçi için tahliye kararı verdi. Ancak bu karar Yargıtay’a taşındı ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu durumu yeniden değerlendirdi. Sonrasında dosya, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gitti ve 25. Ceza Dairesi, Yargıtay’ın bozma kararına uydu.

Sonunda adalet tecelli etti!

Abdullah Çiftçi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından tekrar cezaevine gönderildi. Bu skandal aslında sağlık sektöründe yaşanan daha büyük sorunları gözler önüne seriyor. Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta ise cinsel saldırılara karşı hangi önlemlerin alınacağı ve benzer durumların engellenmesi. Kadınların güvende hissetmesi için sağlık sistemindeki reformların gerekliliği açık bir şekilde ortada!