Santiago'daki Facia: 2.000 Kadın Yanarak Can Verdi, Peki Neden Unutuldu?
2024-09-21
Yazar: Ayşe
1863 yılının 8 Aralık günü, Şili'nin başkenti Santiago'daki La Compania de Jesus Kilisesi'nde Meryem ayini için toplanan 3.000'den fazla kişi, tarihin en korkunç felaketlerinden birinin kurbanı oldu. Kilisenin içi, neredeyse 10.000 mum ve gaz lambasıyla aydınlatılmıştı. Ancak bu görkemli atmosfer bir anda kabusa döndü, çünkü bilinmeyen bir sebepten ötürü yangın çıktı.
Yangın, o kadar hızlı yayıldı ki yalnızca bir saat içinde 2.000'den fazla kadın hayatını kaybetti. O dönemde yetkililerin gerçekleştirdiği sayım sonrasında ölenlerin sayısı netleşebilmişti. Bu trajedi, gazeteci yazar Francisca Solar tarafından "Şili'nin Titanic'i" olarak tanımlandı. Solar, "Ama kimse bu olayı hatırlamıyor. Bu trajedinin dünya tarihindeki yeri çok daha fazla olmalı," dedi.
Solar'ın çok satan kitabı 'El Buzon de Las Impuras', bu trajediyi tüm boyutlarıyla ele alırken, ağırlıklı olarak yanarak can veren kadınların acısına odaklanıyor. Çoğunluğu aristokrat olan bu kadınlar, dualarını ve günah itiraflarını yazdıkları mektupları, 'Bakire'nin posta kutusu' olarak bilinen bir kutuya koyuyorlardı. Yangın sonrası bu kutu hasar görmeden kurtulmuş, ardından da Santiago Belediye Başkanı'nda kalmasına karar verilmişti.
Santiago'daki bu korkunç yangın, aslında o dönemin sosyal algılarını da gözler önüne seriyor. Solar, "2.000 kadının ölümü, 2.000 sandalyenin yanması gibi algılanıyordu. Kadınların ölümü, toplumda duraksama yaratmıyor, ses getirmiyordu. Bu trajedi, çoğu zaman ev içinde yaşanan bir mesele olarak göründü," dedi.
Yangının nedeni hakkında bir kaza olduğuna dair şüphe yok. Ancak, Solar, "Kötü niyet yoktu, ama çok fazla ihmal ve cehalet vardı. Kilisede 7 bin ila 10 bin mum ve gaz lambası yanıyordu, bu aşırı bir durumdu," açıklamasında bulundu. Ayrıca, kilisenin kapılarının tek taraflı açılmasının da facianın önüne geçemediğini vurguladı.
Yangın sırasında yalnızca 40-50 kadının kurtulabildiği tahmin ediliyor. Solar, "Kaç kadının kurtulabileceğini düşünmek bile acı verici. O an kadınların kurtuluşu için sınırlı bir alan vardı ve kadınların 'kutsal' zeminlere basamayacaklarına dair bir yanlış anlama olduğunda kaçışı imkansız hale getirdi," diye ekledi.
Yangının ardından gerekli önlemler alındı, ancak bu korkunç olay tarihin derinliklerinde kaybolup gitti. Bugün, 2.000'den fazla kadının yazılmamış hikayesi, neden unutuldu? Şimdi, tarihimizin en karanlık noktalarından birinin hatırlanması için mücadele vermek durumundayız. Resmi kaynaklara göre, yedinci kadın hariç hepsinin kimliği hâlâ belirsiz. Hangi kaderi paylaştıkları hakkında bilgi sahibi olamadığımız bu kadınlar, toplum tarafından görmezden gelinmiş durumda.
Santiago'daki bu trajedi, sadece yerel değil, global olarak kadınların sesinin yine nasıl susturulduğunu göstermekte. Kadınların, tarihin karanlık sayfalarında yer almasını sağlayacak mücadeleleri daha görünür hale getirmek için adalet arayışına ihtiyacımız var.