Eğlence

Sakallı Bebek Krizi: Kıyamet Tarihi ve Korku Dalgası!

2024-09-21

1980'lerin Türkiye'sinde yaşanan 'sakallı bebek' olayı, tarihin en ilginç ve tartışmalı vakalarından biri olarak yerini aldı. İstanbul'da dünyaya geldiği söylenen bu bebek, doğarken sakallı olarak doğmuş ve daha doğar doğmaz konuşmaya başlamıştı. Hatta bazı söylentilere göre, doğumundan kısa bir süre sonra kıyameti haber vermişti! Bu durum, sıradan bir olay olmanın ötesine geçerek halk arasında birçok mistik ve dini yorumla dilden dile yayıldı. O dönemki medyada geniş yankı bulan bu olay, bilim insanları ile toplumun inançları arasında yoğun tartışmalara yol açtı.

Birçok insan, bu durumu 'ilahi bir işaret' ya da 'kıyamet alameti' olarak nitelendirirken, tıp uzmanları bu bebeği genetik bir anomali olarak değerlendirdi. Ancak, gerçekten böyle bir sakallı bebeğin varlığına dair hiçbir somut kanıt ortada yoktu ve olay, zamanla efsaneye dönüşerek toplumun zihinlerinde derin izler bıraktı.

PANİK VE HİSTERİ YARATTI!

O yıllarda gazetecilik, günümüzdeki dijital çağın çok uzağındaydı. İnternetin yokluğu ve sosyal medyanın henüz gelişmemiş olması, basılı medyanın halk üzerindeki etkisini artırıyordu. Gazeteler, kamuoyunu bilgi vermekten öteye geçerek sansasyonel ve abartılı haberlerle dikkat çekiyordu. 'Sakallı bebek' haberi de bu tuhaf haberlerden biriydi.

Tan gazetesinin, 1 Ağustos 1987 tarihinde ‘’Sakallı Bebek Panik Yarattı!’’ başlıklı haberi, İstanbul Cerrahpaşa Hastanesi'nde doğan bu sıradışı bebeğin hikayesini duyurdu. Habere göre, sakallı bebek doğar doğmaz kıyametin ikinci günde kopacağını müjdeledi. Bu haber kısa sürede yaygınlaştı ve İstanbul halkı arasında büyük bir panik yarattı. İnsanlar, kahvehanelerde ve sokaklarda bu olayı tartışmaya başladı. Kimi insanlar bu bebeğin kehanetini ciddiye alarak korkuya kapıldı, kimi ise ilginç hikayeler türetmeye başladı. Efsane, her gün yeni detaylarla daha da renklenerek büyüdü.

Hatta halkın bu konuya olan ilgisi o kadar fazlaydı ki, ARAT Araştırma Kuruluşu'nun anketine göre, 'sakallı bebek' efsanesi 1987 Ağustos'unda en çok konuşulan konulardan biri oldu. Bu durum, olayın halkın gündeminde ne kadar önemli bir yer edindiğinin güçlü bir göstergesi haline geldi.

DOĞUMUN GERÇEĞİ VE SONUÇ

Ancak zamanla, 'sakallı bebek' meselesine dair derinlemesine araştırmalar yapıldı ve İstanbul’daki hastanelerden bu bebeğe dair hiçbir iz bulunamadı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi yetkilileri, bu olayın gerçekle ilgisi olmadığını belirterek, “Böyle bir doğum hastanemizde olmamıştır, bu olay tamamen bir uydurmadır.” diyerek durumu netleştirdi. Hatta bazı eleştirmenler, hikayenin Umberto Eco'nun 'Gülün Adı' romanından esinlenildiğini savundu.

Sonuç olarak, 14 Ağustos 1987 tarihinde Milliyet gazetesi yazarlarından Melih Aşık, “Sakallı Bebek İtalya Patentli” başlıklı bir yazı kaleme alarak bu durumun tamamen uydurma olduğunu ifade etti. Kıyamet günü olarak beklentinin yoğun olduğu o gün geldiğinde, ne bir kıyamet koptu ne de sakallı bir bebek doğdu! Bu olayın gerçek olmadığı anlaşılınca, toplumda oluşan korku ve heyecan uçup gitti.

Olayın halk üzerindeki etkisi derin olmuş olsa da, bir süre sonra konu gündemden düştü. Ancak ‘sakallı bebek’ efsanesi, her yıl anımsanan bir hikaye olarak zihnimizde kalmaya devam ediyor. Bugün ise bu olay, Türkiye'nin medya tarihine geçen absürd ve ilginç bir dönem olarak hatırlanıyor.