Rusya'nın Kilidi Açmıyor: Türkiye ile Suriye Arasındaki Engeller Neler?
2024-11-16
Yazar: Fatma
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu hafta İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi olağanüstü toplantısı için Riyad'daydı. Geçen yıl Mayıs ayında Arap Birliği’ne geri kabul edilen Suriye’nin Devlet Başkanı Beşar Esad da bu toplantıda hazır bulundu. Zirve sırasında bir ‘Erdoğan-Esad’ görüşmesi olup olmayacağı merak ediliyordu.
Son günlerde Moskova'dan gelen mesajlar, böyle bir görüşmenin imkânının pek olmadığına işaret ediyor. Şam rejiminin en büyük destekçisi olan Rusya, görünüşte Ankara-Şam diyaloğunu destekliyor; fakat bu süreçte aktif bir rol almak için harekete geçmiyor ve Şam üzerinde herhangi bir baskı kurmuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Esad'dan umutlu olabilir, ama bu kapının kilidini açacak olan Rusya'nın durumu oldukça belirsiz. Peki, neden?
Bu sorunun iki muhtemel yanıtı var. Birincisi, 2014'ten bu yana Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya arasında Suriye konusunda oluşan zımni mutabakat. Hatırlanacağı üzere, Beşar Esad kimyasal silah kullandıktan sonra iki ülke, ABD'nin müdahale etmemesi karşılığında kimyasal silahların Suriye dışına çıkarılması konusunda anlaşmaya varmıştı. 2015’te Rusya’nın Suriye’ye asker göndermesinin ardından Fırat’ın doğusunun ABD’nin, batısının ise Rusya’nın kontrolünde olduğu ortaya çıktı. Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeleri gözlemlerken, ABD-Rusya çatışması yaşamadık. İkinci neden ise Türkiye'nin Moskova-Şam görüşmelerine yaklaşmaması...
Rusya'nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrantiyev, Türkiye-Suriye liderleri görüşmesiyle ilgili olarak "İki ülke cumhurbaşkanları arasında bir toplantıdan bahsetmek için henüz erken" dedi. Lavrantiyev, Esad’ın iki şartta ısrarcı olduğunu belirtiyor: 1- Türk askerinin Suriye topraklarından çekilmesi, 2- Suriye muhalefetine verilen desteğin kesilmesi. Bu hatırlatmalardan sonra, "Şam'ın, askerlerinin çekilmesi konusunda Türkiye'den belirli garantiler almadan diyaloğa girmesi zor" ifadesini kullanıyor. Görünen o ki, bu durum Türkiye'nin Moskova-Şam çizgisine gelmesine bağlı.
Rusya’nın sürekli olarak Erdoğan’ın ‘güvenli bölge’ konusundaki açıklamalarından rahatsız olduğu da ortada. Lavrantiyev, "Türkiye’nin hareketleri çözüm olmayacak, sorunu daha da derinleştirecektir. Moskova, Suriye’de hiçbir Türk operasyonunu kabul etmeyecek" ifadelerini kullandı. 2019’daki Barış Pınarı Harekatı sırasında Türkiye’nin YPG’lileri 30 km güneydeki alana kaydırma sözünün tutulmadığını da hatırlatmakta fayda var. Türkiye, normalleşme için Esad'dan muhaliflerle bir anlaşma beklentisi içinde ancak Esad’ın koltuğunu kaybetme korkusu muhaliflerle anlaşma arayışını gerçekçi olmaktan uzak kılıyor.
ABD’nin yeni yönetiminin Rusya’ya daha pozitif baktığı gerçeği, bu durum üzerinde etkili olabilir. ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den asker çekmeyi başarması ise bekleniyor, ancak Lavrantiyev’in açıklamalarından anladığımız kadarıyla Moskova, Suriye konusunda önemli meselelerde Amerika ile yeni bir müzakere zeminine hazırlanıyor: "Suriye dahil bazı kesin anlaşmalara varabileceğimizi umuyoruz. Çatışma, 14’üncü yılına girecek. Bu duruma son vermenin zamanı geldi. Sadece Suriye’nin kuzeyinde değil, El-Tanf bölgesinde de ABD’nin önemli bir rol oynadığına inandık. Trump anlaşma yapmayı seven bir lider; bakalım bu yönde neler sunabilecek? Suriye’de barışın sağlanması neredeyse imkânsız. Tüm tarafların bir miktar esneklik göstermesi gerekecek. Temasları sürdürmek istiyorlarsa biz buna hazırız.”
Özetle, Rusya, ABD’nin yeni pozisyonunu görmeden tahta taşları yerinden oynatmayı göze almıyor. Ankara-Şam ilişkilerinin anahtarını elinde tutan Rusya, aceleci davranmıyor. Bölgedeki dengeler, her iki ülkenin de stratejik hesapları doğrultusunda şekilleniyor ve bu durum, Türkiye’nin Suriye politikasında daha fazla belirsizlik yaratıyor.