Dünya

Psikolojik Savaşın Yüzü: Para ve Güç Oyunları

2024-12-24

Yazar: Fatma

ESAT'IN MALİ SIRLARI ORTAYA ÇIKTI!

Son günlerde Suriye'nin eski lideri Beşar Esat’ın zenginliği üzerinde dönen tartışmalar arttı. Hemen herkesin dilinde, “Esat kaçarak yanında 135 milyar dolar götürdü!” gibi absürt iddialar var.

Ancak bu rakamların gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Başlangıçta bahsedilen miktar 250 milyon dolara kadar düştü. İngiliz Financial Times ve Almanya'nın DW gibi medya organları, bu konuda sürekli olarak psikolojik bir savaş yürütüldüğünü göstermekte.

ABD bile bu duruma kayıtsız kalmadı ve Esat’ın servetinin 12 milyar dolar olduğunu iddia etti. Fakat Esat’ın Rusya’ya geçerken yanına ne kadar para aldığı yahut milyarlarca doları olup olmadığı bilinmiyor.

Rusya'nın son on yılda doları bırakarak ruble kullanmayı teşvik ettiğini belirtelim. Ülkeye 10 bin dolardan fazla döviz getirilememesi gibi kısıtlamalar getirdi. Rusya, ticaret anlaşmalarında yerel para birimleriyle iş yapmayı tercih ederken, bu uygulamalar birçok ülke arasında yaygınlaşmaya başladı.

Özellikle BRICS ülkeleri arasında, yurt dışı ticaretlerde doların yerine kendi para birimlerinin kullanılması önemli ölçüde artmış durumda. Bu nedenle son 25 yılda dolar, dünya merkez bankalarının döviz rezervlerinde %75’ten %50’ye düştü!

Bu duruma karşılık Esat’ın Rusya’ya neden dolar götürdüğü hakkında yazılanlar, psikolojik bir savaş yöntemi olarak değerlendirilmelidir. Doları güçlü göstermek, onu global rezerv parası olarak inandırıcı hale getirmek, şüphesiz bazı ülkelerin stratejisi içinde yer alıyor.

MESELENİN DERİNLİĞİ: DOLAR KARŞITLIĞI

Tarih: 6 Kasım 2000. Birleşmiş Milletler'de sadece ülke değil, dünya dengelerinde büyük bir sarsıntı yaşandı.

ABD, 1970lerin başında Suudi Arabistan ile yaptığı anlaşmalarla doları petrol piyasasında baskın para birimi haline getirdi. Suudi Arabistan, OPEC’in en büyük petrol üretici üyesi olarak diğer ülkelerin de petrolünü dolarla satması için güvence verdi.

Ancak Irak'ın 2000 yılında dolar yerine euro ile petrol satışı yapmayı planlaması, global ekonomide bir çalkantıya yol açtı. Karşılığında ABD, Irak'ı 'tehdit' olarak görerek harekete geçti ve Saddam Hüseyin’in rejimini yıkarak dolara geri dönmesini sağladı.

Benzer bir durum günümüzde Suriye için de geçerli. 2004’ten itibaren ABD, Suriye Merkez Bankası’na karşı yaptırımlar geliştirdi. Bu yaptırımlar sonucu, Suriye'nin Euro ile ticarete yönelmesi sağlandı. Hemen akabinde Esat, çok sayıda yönetime karşı suçlamaların hedefi haline geldi.

Burada dikkat çeken bir diğer nokta ise, uluslararası ilişkilerin bu şekilde sadece ekonomik temellere dayanmadığı; birçok liderin geçmişte benzer baskılara maruz kalmasıdır. Kaddafi örneğinde olduğu gibi, hiçbir ulusal lider, kendi ülkesinin ve ekonomisinin bağımsızlığını sorgulamak istemez. Bu sebeplerle pek çok lider, oyun dışı bırakılmakta veya hedef hâline getirilmektedir.

Sonuç olarak, Beşar Esat’ın durumu ve uluslararası ilişkilerdeki dengeler, sadece bireysel bir olaydan çok, daha geniş ekonomik ve politik güç oyunlarının bir yansımasıdır. İktisadi derinliği anlamadan gelişmeleri değerlendirmek yanıltıcı olabilir. Bu nedenle, tüm bu süreçleri dikkatle takip etmek gerekiyor.