Ebru ÇELİK

63 gündür sendikal hakları için direnen Polonez işçileri, Çatalca yönetimi tarafından yasal eylem yerleri olan fabrika önünün kapatılmasının ardından, yeni eylem yeri olarak Çatalca Kaymakamlığı önünü belirledi. Ancak burada da polis müdahalesi gerçekleşti. Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmatalioğlu, işçilerin müziğin sesini kısmalarını ve çevrede hasta insanlar bulunduğunu belirtti. Sonrasında Müftü olduğunu öğrenmemiz, gerilimi daha da artırdı.

MÜFTÜ İŞÇİLERİ PROVOKE EDİYOR!

Mehmetalioğlu'nun işçilere "Böyle hak aranmaz" demesi üzerine, kadın işçi Aynur Şengül, "20 yıldır ben emek verdim, nasıl hakkımı aramayım?" diyerek tepki gösterdi. Müftü ise, "Gelin beni döverek hakkınızı arayın" diyerek o an çekim yapan bir işçinin üstüne yürüdü ve telefonuna saldırdı. Bu durum, protestonun amacını ve işçilerin mücadelesini daha da görünür hale getirdi.

RAPORLAR ŞOK EDİCİ: HASTA ÇOCUKLAR VE KADINLAR...

Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya, "Müftü önce kendini vatandaşım diye tanıttı, çevrede hastalar var, kapatın müziği dedi. Burada direnen işçilerin içerisinde çocuğu hasta olanlar, eşi hastalığı nedeniyle evinde tek başına ekmek götüren kadınlar var. Çatalca halkı bizden rahatsız değil, onore oluyor. Bizden rahatsız olanlar sermayenin yanında duranlardır" ifadelerini kullandı.

Sonuç olarak, Polonez işçilerinin mücadelesi, sadece ekonomik haklar için değil, aynı zamanda yaşadıkları sosyal adaletsizliklerin de bir yansıması olarak devam ediyor. Çatalca'da yaşanan bu olaylar, işçi haklarının ne kadar önem taşıdığını bir kez daha gözler önüne seriyor. İşçilerin duruşları ve dayanışmaları, Türkiye genelindeki işçi hareketlerine de ilham verebilir.