Abdullah Öcalan'ın İmralı'daki görüşmelerinin detayları merak konusu oldu. 28 Aralık 2024'te İmralı'ya giden heyetle yapılan görüşmelerde, Öcalan'ın siyasi partilere ilettiği mesajlar dikkat çekti.

Öcalan, kamuoyuna açıklanan 7 maddede özetlenen görüşlerin ötesinde, görüşmelerin dışına çıkılmasına izin vermediği ve "Benim planlarım var. Gelecek sefer sizi dinlerim" şeklinde bir mesaj iletti.

Ayrıca, siyasi partileri ziyaret etme ve görüşlerini alma talebinde bulunarak barışı sağlama konusundaki güçlüğünü vurguladı. Öcalan, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli'nin Türkiye'deki tarihi fırsatlardan bahsettiğini belirtti. Bu durumun, çözüm sürecinin önemine işaret ettiğini savundu.

Bahçeli, 22 Ekim 2024'te PKK'ya silah bırakma çağrısı yapmış ve Öcalan'ı mecliste konuşmaya davet etmişti, ancak Öcalan bu çağrıya doğrudan yanıt vermedi. Bunun yerine, Kürt sorununa yönelik çözüm zamanının geldiğini dile getirdi.

Öcalan, görüşmede sürece katkıda bulunmak amacıyla tutuklu siyasi liderlerin, özellikle Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Leyla Güven'in destek vermesi gerektiğini belirtmiştir. Avukatlarıyla ve ailesiyle birlikte, sürecin ilerlemesi adına iletişim yollarının güçlendirilmesi gerekliliğine vurgu yaptı.

İmralı heyeti, ayrıca CHP'nin de sürece katılması talebinin altını çizerek, Cumhuriyetin demokratikleşmesi için CHP'nin rol alması gerektiğini ifade etti.

CHP lideri Özgür Özel, 7 Ocak 2025'teki toplantısında sürecin şeffaflık, toplumsal mutabakat ve şehit-gazi ailelerini incitmeyecek bir yaklaşım sergilenmesi gerektiği üzerinde durdu. Sürecin Meclis öncülüğünde ilerlemesi gerektiğini savundu.

Heyetteki görüşmelere itiraz eden muhalefet partileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın süreçte daha etkin bir rol alması gerektiğini dile getirdiler. Aktif bir süreç yürümesi için herkesin iş birliği içinde olması gerektiğine dikkat çektiler.

Sonuç olarak, Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki görüşmeleri, hem barış süreci açısından hem de muhalefetle iktidarın iş birliği gerekliliği açısından çok önemli mesajlar içeriyor. Tüm bu gelişmeler, Türkiye'nin siyasi geleceği için kritik bir dönüm noktasını teşkil ediyor. Sürecin nasıl işleyeceği ve siyasi parti liderlerinin bu konuda nasıl bir yaklaşım sergileyeceği, ilerleyen günlerde netlik kazanacak.