Bilim insanları, okyanusların deniz yaşamını sürdüremeyecek ve iklimi dengelemekte yetersiz kalacak kadar asidik hale gelmekte olduğuna dair uyarılarda bulundu.

Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü'nün (PIK) yeni raporuna göre, gezegenimizin yaşam sürdürebilme kapasitesini belirleyen dokuz kritik faktör bulunmakta. Bu faktörlerden altısı, son yıllarda insan faaliyetleri dolayısıyla güvenli sınırların çoktan aşıldığını gösteriyor.

İklim değişikliği, doğal türlerin ve habitatların kaybı, tatlı su kaynaklarının azalması ve plastikler ile kimyasal gübreler gibi kirleticilerin artışı, aşılmış güvenli sınırlar arasında öne çıkıyor.

Raporda dikkat çeken bir eklemeye göre, okyanus asidifikasyonu da bu faktörler arasına katıldı. Okyanus asidifikasyonu, fosil yakıtların yakılmasıyla atmosfere salınan karbondioksit (CO2) emisyonlarının hızla artması dolayısıyla sürdürülebilir sınırlara ulaşmaktan çok uzakta. PIK raporunun baş yazarlarından Boris Sakschewski, “CO2 emisyonları arttıkça, bu gazın daha fazlası deniz suyunda çözünerek okyanusları daha asidik hale getiriyor,” dedi.

Mevcut emisyon seviyelerinin bile okyanus sisteminin tepkisinin zaman aldığını ifade eden Sakschewski, asidifikasyon sınırının aşılmasının kaçınılmaz olduğunun altını çizdi.

Asidik su, mercanlar, kabuklu deniz hayvanları ve deniz yaşam zincirinin temel bileşeni olan fitoplanktonlar üzerinde olumsuz etkilere yol açıyor. Bu durum, milyarlarca insan için gıda kaynaklarını tehdit ederken, okyanusların daha fazla CO2 emme yeteneklerini de zayıflatıyor.

Uzmanlar, iklim krizi ile mücadele etmezsek sıcaklığa bağlı ölümlerin üç katına çıkabileceği konusunda uyarıyor. Ayrıca, iklim değişikliğinin deniz seviyelerini yükselterek kıyı bölgelerinde aşırı hava olaylarını artırabileceği ve bu durumun insan yaşamı üzerinde kasvetli etkiler yaratabileceği belirtiliyor. Acaba dünya, bu tehditlerle başa çıkmak için yeterince hızlı hareket edebilecek mi?