Narin'in Köyündeki 158 Çocuğa Devlet Şefkati
2025-01-20
Yazar: Yusuf
TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu'nda, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü Özge Aydi̇ş Toy ile Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Ayşegül Yıldırım Kara, sunum yaptı. Özge Aydi̇ş Toy, 6284 sayılı kanun kapsamında kadın ve çocuklara yönelik birçok suçla ilgili hızlıca müdahillik süreci başlattıklarını açıkladı. Toy, "81 ilde 418 kişilik uzman bir hukucu kadromuzla hizmet veriyoruz. Bugün itibarıyla müdahil olduğumuz ceza davası sayımız 60 bin 645. Sadece 2024 yılında 20 bin 283 davaya müdahil olduk; bunlar derdest olan ve devam eden davalardır. Bakanlığımız adına takip ettiğimiz başka davalarımız da mevcut. İş yükümüzün yüzde 51.26'sını bu kapsamda takip ettiğimiz davalar oluşturuyor" dedi.
‘MESLEK HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI’
Toy, Narin Gürgen davasında kayıp haberi alındığı andan itibaren köyde çalışma yaptıklarını belirterek, "Ben 19 yıldır avukatlık yapıyorum, Narin Gürgen dosyası benim gördüğüm en enteresan duruşmalardan biriydi. Çünkü orada ciddi bir seyirci vardı. Orada sanıkların samimi beyanda bulunmasını beklemediğim bir ortam mevcut; yüzlerce insan ayakta, çay içerek sanıkları dinliyordu. Yani ben çok şaşırdım, meslek hayatımın dönüm noktası duruşmalarından biri oldu. Orada bir vatandaş çay içiyor; ama orada biri ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor, biz onu dinliyoruz. Ama mahkemeyi de anlıyorum; bu kez yeterince kişiyi içeri almadığı zaman şeffaf olmamakla suçlanacaktı. Zor bir duruşmaydı" değerlendirmesinde bulundu.
‘ARKADAŞLARIMIZ KÖYE DAHA GİREMEDİ’
Olayda 'Gürgen ailesi, Gürgen ailesi' diye ciddi bir etiketleme yapıldığını vurgulayan Toy, "Biz bu köyde 158 çocuk tespit ettik, Gürgen ailesinden 50 küsur çocuk tespit ettik. Bir kısmı için mahkemeden tedbir kararları aldık. Ancak bir yerden sonra bunu uygulayamadık; çünkü aile bizim personelimizi köye almamaya başladı. Yani bu davaya yönelik kamuoyu desteği ile kamuoyu baskısının dengesi çok kritikti. Biz bunu çok kritik bir biçimde izledik. Ben duruşmada söz alıp özellikle izleyenlere, dışarıya bilgi verenlere, habercilere bir çağrıda bulundum; 'Lütfen, bu ailede başka çocuklar var ve aile bizi diğer çocuklarla görüşmüyor, köye dahi giremedi arkadaşlarımız' dedim. Ben duruşma sırasında aileden ve sanıkların avukatlarından rica ettim; 'İzin verin bu çocuklarla biz görüşelim; çünkü onların da toparlanmaya ihtiyacı var.' Bu dosyada tek mağdur bir yerden sonra Narin olmamaya başladı. İkinci duruşmadan sonra artık arkadaşlarımız köye gidiyorlar. Hatta ben o WhatsApp grubunda varım, çocuklara yönelik tedbirleri şu anda artık uygulayabiliyorlar; danışmanlık vesaire. En azından artık temas edebiliyoruz, mahkeme kararlarını uygulayabiliyoruz köyde" ifadelerini kullandı.
2023 yılı sonuna kadar Türkiye’de çocuk istismarı vakalarında artış yaşanması bekleniyor. Bu durum, devletin çocukları korumak için daha fazla önlem almasını gerektiriyor. Uzmanlar, ailelerin ve toplumun bu konuda daha duyarlı olmaları gerektiğini vurguluyor. Unutmayın, geleceğimiz olan çocuklarımız için hepimiz üzerimize düşen sorumluluğu almalıyız!