Musk ve Bezos: Medyayı Yeniden Şekillendiren İki Güç!
2024-11-03
Yazar: Ali
ABD’deki en önemli yayın organlarından biri olan The Washington Post, 1980’lerden beri ilk kez bir başkan adayına desteğini açıklamama kararı aldı. Gazetenin sahibi Jeff Bezos’un bu kararı, gazete çalışanlarının istifasıyla sonuçlandı ve Bezos, kararını “ilkeli bir karardı ve doğru olan da budur” şeklinde savundu. Bezos, bir gazetenin desteğinin seçimlerin kaderini değiştirmeyeceğini ifade etti.
Diğer taraftan, dünyanın en zengin insanı ve sosyal medya platformu X’in sahibi Elon Musk, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2024 başkanlık kampanyasını açıkça desteklemekle kalmadı. Musk, 5 Kasım’a kadar her gün çekilişe katılan bir kişiye 1 milyon dolar vereceğini açıkladı. Musk’ın bu açıklamaları, konunun yargıya taşınmasına neden oldu.
Günümüzde medya, sadece haberleri aktaran bir araç olmanın ötesinde, politik, sosyal ve kültürel dinamikleri şekillendiren güçlü bir etki mekanizması haline geldi. Musk ve Bezos’un medya stratejileri, bu güç mekanizmasını nasıl kullandıklarına dair çarpıcı bir örnek sunuyor. Her ikisi de bilgi akışını kontrol edebilme yeteneğine sahip olsa da, medya üzerindeki etkilerini topluma yansıtma şekilleri oldukça farklı.
Musk, etkisini daha doğrudan ve görünür bir şekilde kullanmayı tercih ederken; Bezos daha diplomatik bir yaklaşım benimsemekte. Bu iki yaklaşım, medya etiği ve topluma karşı sorumluluk üzerine önemli sorular doğuruyor: Medya, tarafını açıkça belli etmeli mi yoksa tarafsız bir duruş sergilemeli?
Özellikle seçim dönemlerinde medya kuruluşlarının tercihleri, toplumsal algıyı şekillendirmekte, kamuoyunu yönlendirmekte ve toplumsal tartışmaların çerçevesini belirlemekte önemli bir rol oynamaktadır. İşte bu nedenle Bezos’un ABD seçimlerinde aday desteklememe kararı tartışılıyor. Bezos’un tarafsızlık ilkesine dayalı medya politikasının, Trump yönetimine yakınlaşma veya politik bir maneuver olarak değerlendirilmesi, bunun “ilkesel” bir duruş olmanın ötesinde “stratejik” bir karar olduğunu düşündürüyor.
Günümüzde toplum, karmaşık ve çetrefilli bir dönemden geçerken, medyanın rehberliğine ihtiyaç duymakta. Bu denli etkili bir gazetenin tarafsızlığı, topluma karşı sorumluluk açısından eleştirilmektedir. Musk’ın medyadaki “anlık” etkisi ise son derece güçlü bir hale gelmiştir. Musk, medyayı yalnızca bilgilendirmek için değil, aynı zamanda kendi dünya görüşünü topluma yansıtmak için de kullanıyor.
Musk’ın medya organlarındaki ve sosyal medyadaki müdahaleleri, toplumsal dinamikleri doğrudan etkileyen, yönlendiren ve bazen kışkırtan bir çaba olarak değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, her iki iş insanının medya politikası, topluma karşı sorumluluğunu ne kadar yerine getirdiği ve medyanın halkı ne ölçüde bilgilendirdiği konularında düşünülmelidir.
Jeff Bezos ve Elon Musk gibi figürlerin medya üzerindeki etkileri göz önüne alındığında, medya organlarının tarafsızlık ve sorumluluk dengesini sağlama yükümlülüğü bir kez daha belirginlik kazanmaktadır. Medya, ne aşırı tarafsızlık adı altında pasif kalmayı ne de manipülatif bir baskıyı kabul etmelidir.
Sonuç olarak, Musk ve Bezos örnekleri, yalnızca kişisel strateji ve vizyon farklılıkları değil, aynı zamanda günümüz medyasının topluma ne tür bir bilgi aktaracağını da belirleyici hale getiriyor. Bu süreçte oluşturulan medya anlayışları, toplumun bilinçli bir şekilde doğru bilgilenmesini sağlamalı ve medya etiği bağlamında yeni bir tartışma zemini oluşturmalıdır.