Körfez bölgesinde gerginlik artarken, İran ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında çatışmaların daha da derinleşmesine neden olan bir kriz patlak verdi. İki ülke, stratejik öneme sahip olan Hürmüz Boğazı girişindeki üç ada üzerinde hak iddia ediyor. Bu durum, İran'ın Körfez'deki müttefikleriyle olan ilişkilerine zarar verme riski taşırken, aynı zamanda İran'ın Avrupa Birliği ile geliştirmeye çalıştığı ilişkileri de baltalama tehdidi oluşturuyor.

Konu son derece hassas bir hal alırken, Avrupa Birliği, geçen ay Körfez İşbirliği Konseyi ile düzenlediği zirvenin ardından ortak bir açıklama yaparak, İran'ı 'adaları işgal etmekle' suçladı. Bu açıklama, İran'ın Birleşmiş Milletler anlaşmalarını ihlal ettiğini belirterek durumu daha da gergin hale getirdi.

İran, BAE'nin destek aldığı 136 yıllık İngiliz haritalarına dayanarak, Hürmüz Boğazı'ndaki adaların kendisine ait olduğunu öne sürdü. 1888 yılında İngiltere tarafından hazırlanan haritalarda, bu adaların İran toprakları içinde gösterildiği belirtiliyor. Bu durum, iki ülke arasında 50 yıldır süregelen mülkiyet anlaşmazlığını daha da derinleştirirken, BAE'nin bu adalar üzerindeki haklarını savunma konusundaki argümanlarını güçlendirdi.

BAE'nin hak iddiasının temelinde, Ebu Musa Adası'nın sahibi olması ve Ras Al-Hayme Emirliği'nin diğer iki ada üzerindeki hak talepleri yatıyor. BAE, 1971 yılında bağımsız bir devlet olarak kurulduğundan bu yana, bu tarihsel ve coğrafi kumpasa sıkı bir şekilde tutunmaya çalışıyor.

Kriz derinleşirken, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı'nın sosyal medyadan yaptığı paylaşımlar dikkat çekti. Arakçı, "Üç ada her zaman İran'a ait olmuştur ve sonsuza kadar öyle kalacaktır. Avrupa'nın bölgedeki kötü niyetli dönemi sona ermiştir!" şeklinde sert bir açıklama yaptı.

İran, adalar üzerindeki egemenliğini uluslararası adalet divanı ya da Birleşmiş Milletler aracılığıyla tahkim etme çabalarına, üçüncü tarafların müdahalesini reddederek geri adım atmadan devam ediyor. Buna karşın BAE, adaların inşasına yönelik BM Güvenlik Konseyi'nden diplomatik destek sağlamayı başardı.

Son dönemde, İran'ın bu üç ada üzerindeki stratejik hakimiyetini artırmaya yönelik askeri ve diplomatik adımlarını gözlemlemek mümkün. Uzmanlar, bu gerilimin daha da tırmanmasından endişe ediyor ve bölgedeki ekonomik istikrarın bu krizden ciddi şekilde etkilenebileceği uyarısında bulunuyor.