İş

Konut Krizinin Görünmeyen Sebebi: Derin Negatif Faiz

2025-08-28

Yazar: Mustafa

Türkiye'nin Ekonomik Deneyleri ve Faizlerin Rolü

Son on yılda Türkiye, ekonomik deneylerin ağır sonuçlarını yaşadı ve bu süreçte en dikkat çekici unsur, enflasyonun altında tutulan 'derin negatif faiz' dönemi oldu.

Konut Piyasasındaki Patlama

Konut piyasasındaki büyük patlamanın ardındaki nedenler, giderek daha fazla gözler önüne serilmektedir. Merkez Bankası araştırmacıları, konut kredilerinin hanehalkı tüketimine etkisini inceleyerek rakamsal verilerle durumu desteklemektedir.

Negatif Faizlerin Etkisi

Negatif faiz uygulaması, konutları sadece bir barınma aracı olmaktan çıkartarak, birçok insan için bir servet biriktirme aracı haline dönüştü.

Kredi Kullanımının Sonuçları

Negatif faizin uygulandığı dönemde, TL kredisi çekenler, aldıkları borçların enflasyon karşısında nasıl buharlaştığını gözlemledi. Örneğin, beş yıl önce maaşının yarısını kredi taksitine ayıran biri, bugün aynı taksidi, maaşının sadece küçük bir kısmıyla ödeyebiliyor.

Rant ve Dengesizlikler

Borçlar hızla küçülürken, konut değerleri, ucuz kredi sağlanması sonucunda rekor seviyelere ulaştı. Türkiye, konut fiyat artışında dört yıl üst üste dünya birincisi oldu.

Kiralar ve Sosyal Etkiler

Bu gelişmeler, kiralar üzerinde de ciddi etki yarattı. Kiralar, son iki yılda yüzde 25 artışla sınırlı kalamazken, kiracı-sahip ilişkileri de bozuldu. Bu durum, kiracılar için büyük bir kayıp, ev sahipleri içinse önemli bir kazanç fırsatı sundu.

Kazananlar ve Kaybedenler Arasındaki Uçurum

Toplumda kaybedenlerin oranı yüzde 28, kazananların oranı ise yüzde 56 olarak belirlendi. Bu çerçevede, konut ve gayrimenkul aracılığıyla elde edilen rant dağılımı, politik olarak sürdürülebilir bir tablo ortaya çıkardı.

Kredi Kullanımının Yanlış Yönü

Negatif faizin en çok yararlandığı kesim, düşük ve orta gelir grubu değil, mevcut varlıklı aileler oldu. İkinci, üçüncü ve hatta onuncu konutuna sahip olanlar bu dönemden en fazla faydayı elde etti.

Konut Sahipliği ve Kira Oranları

Konut sahiplik oranı yüzde 60'tan yüzde 56,1'e düşerken, kiracı oranı yüzde 23'ten yüzde 28'e yükseldi. Merkez Bankası'nın verileri, düşük faizli kredilerin çoğunun 'ilk konut' ihtiyacını karşılamaktansa, 'ek konut' yatırımlarına yöneldiğini gösteriyor.

Kriz ve Sonuçları

Kira ve konut fiyatlarındaki bu ani artış, enflasyonun direncini de artıran bir unsur haline geldi. Negatif faizler, kısa vadede tüketimi canlandırmak için uygulandı, ancak uzun vadede milyonlarca insanı kirada mahrum bıraktı.

Toplumsal Sonuçlar ve Gelecek Tehlikesi

Sonuç olarak, günümüzde karşı karşıya olduğumuz tablo yalnızca yüksek konut fiyatlarıyla sınırlı değil. Orta ve uzun vadede, toplumsal huzursuzluk ve derin bir barınma krizine doğru sürükleniyoruz.

Kısacası, bugünün kazananları, yarının toplumsal huzursuzluğunun sorumluluğunu taşıyor. Bu durum, Türkiye'nin rekabet gücünü zayıflatacak büyük bir kriz potansiyeli taşıyor.