İstanbul Boğazı'ndaki denizanası istilasından sonra birçok kişi Marmara Denizi'nde büyük ölçekte görülen müsilaj tehdidini konuşmakta. Büyükçekmece kıyılarında tespit edilen müsilaj öbekleri, bölgedeki ekosistem üzerindeki olumsuz etkileriyle endişe yaratıyor. Uzmanlar, kış ortasında ortaya çıkan bu durumun, önümüzdeki aylarda tüm Marmara'yı kaplayabileceği uyarısında bulunuyor. Evsel, sanayi ve tarımsal atıkların sebep olduğu kirliliklerin giderilmesi için tüm belediye ve sanayi tesislerinin arıtma sistemlerini çalışır hale getirmesi gerektiği bir kez daha vurgulanıyor. Aksi takdirde, bahar aylarında büyük bir ekolojik felaket yaşanabilir.

Kötü Gidişatın Yüzde Yüz Sebebi

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Meriç Albay, Marmara Denizi'nin son 60 yıldır evsel ve endüstriyel atıklarla kirletildiğini belirtti. "Kıyıların doldurulması ve betonlaşmasıyla Marmara Denizi can çekişir hale geldi. Eğer acil önlemler alınmazsa, 2021'de yaşanan müsilaj felaketinin benzeri kaçınılmaz olur," dedi. Ayrıca, Mayıs ayından itibaren deniz yüzeyinin 20 metre altında da örümcek ağı gibi müsilaj öbekleri görülmesi muhtemel.

Ekonomik İhlaller ve Çevre Cezaları

Prof. Dr. Albay, endüstrinin Marmara Denizi'ni kirletmeye devam ettiğini vurgulayarak, "Tarım, evsel ve denizcilik atıkları nedeniyle Marmara adeta bir fosseptik haline geldi. Tüm belediye ve sanayi kuruluşlarının arıtma tesislerini çalıştırması zorunlu. Aksi takdirde çevreyi kirletenlere ağır cezai yaptırımlar uygulanmalı," şeklinde konuştu.

Sanayi ve İklimsel Etkenler

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Sarı, Marmara Denizi'ndeki kirliliğin yanında iklim değişikliği ve deniz sıcaklığındaki artışın da müsilaj sorununu tetiklediğini ifade etti. Müsilaj tehlikesinin devam etmesi için sanayi kuruluşlarının atık deşarjlarını su akışına göre düzenlemesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, çalışmayan atık arıtma tesislerinin faaliyete geçirilmesi ve denize çamur dökülmesinin önlenmesi gerektiğine dikkat çekti.

Uyarılar Yeterli Olmadı

Marmara Denizi ve İstanbul Boğazı'ndaki artan kirliliğe karşı yıllardır uyarılarda bulunan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, "Kirlilik önlenmeden önce tedbir alınmalı. Son bir yıl içinde Marmara ve İstanbul Boğazı'ndaki köpüklenmeye dikkat çektik, ancak sesimizi duyan olmadı. Eğer gerekli önlemler alınmazsa, Nisan ayından sonra daha kötü bir durumla karşılaşabiliriz," dedi.

Marmara Denizi'ndeki durum giderek kritik bir hal alırken, yetkililerin temizlik ve arıtma konusundaki adımlarını hızlandırması büyük önem taşıyor. Yoksa, bu felaketin sonuçları, sadece bölgeyi değil, tüm Marmara Havzası'nı olumsuz etkileyecek bir zincirleme reaksiyona dönüşebilir.