Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, geçen hafta sosyal medya platformlarına çocukların erişimine ilişkin önemli bir yasanın bu yıl parlamentoya sunulacağını duyurdu. Eğer yasa onaylanırsa, yürürlüğe girmesi beklenen süre 12 ay olacak.

CNBC'nin haberine göre, yasa, çocukların sosyal medya sitelerine erişimini engellemek için gelişmiş yaş doğrulama sistemlerinin kullanılmasını öngörüyor. Bu düzenleme, Meta’nın Instagram'ı ve Facebook'u, Bytedance’ın TikTok'u ve Elon Musk’ın X'ini kapsıyor.

Çocukların güvenliği konusundaki tavizsiz duruşuyla bilinen Avustralyalı bir kuruluş olan Heads Up Alliance’ın kurucu ortağı Dany Elachi, özellikle ebeveynlerin çocuklarının sosyal medya kullanımı üzerindeki etkisini vurguladı. Elachi, yapılan bu çabaların nihayet fark edildiğini belirtirken, "Sosyal medya platformlarının çocuklarımıza verdiği zararı biliyoruz. 15 yıl boyunca süren bir mücadelenin eşiğindeyiz," dedi.

Diğer sosyal medya platformları da gençlerin ruh sağlığına olabilecek olumsuz etkileri ele almak için çeşitli adımlar atmaya çalışıyor. Örneğin, Meta’nın Instagram'ı Eylül ayında "Genç Hesapları" uygulamasıyla faaliyet göstermeye başladı.

NYU Stern School of Business’ta araştırmacı olan Zach Rausch, Avustralya’nın bu konuda attığı adımların "önemli bir gelişme" olduğunu ve ülkenin çocukların çevrimiçi ortamda korunmasında lider konumuna geleceğini ifade etti. Rausch, yaş sınırlamalarının bireylerin sağlığı için gerekli olduğunu belirterek, sosyal medya platformlarının çocuklara erişimlerini engellemekten sorumlu tutulmasını destekledi.

Bu yasanın getirdiği düzenlemelerle birlikte, ebeveynlerin de sosyal medya kullanımı üzerindeki etkileri tartışma konusu olmayı sürdürüyor. İngiltere merkezli Smartphone Free Childhood’un kurucu ortağı Daisy Greenwell, ebeveynlerin çocuklarının sosyal medya kullanımını kontrol etmenin zorluğuna dikkat çekti. "Ebeveynlerin yükü gerçekten ağır; birçok kişi temel yaşam gereklilikleri ile ilgilenirken çocuklarının dijital yaşamını yönetmekte zorlanıyor," dedi.

Ebeveynlerin, çocuklarının sosyal medya kullanımı üzerindeki kontrolü sağlamak için daha fazla desteklenmeleri gerektiği görüşü ağırlık kazanıyor.

Kanada ise durumu daha da ciddiye alarak, sosyal medya devlerine verdiği dava ile gündeme geldi. Ülkedeki on dört okul yönetimi, öğrencilerin ruh sağlığına zarar verdiği gerekçesiyle bu dev şirketlere karşı toplam 8 milyar Kanada Doları (7,57 milyar ABD Doları) tutarında dava açtı.

Bu dava, okullarda yaşanan akran baskısının ve sosyal medya kullanımının çocuklar üzerindeki etkilerini gözler önüne sererken, sosyal medyanın çocuk ve gençlik üzerindeki etkilerinin tartışılmasına da yol açıyor. Bilim insanları, bu platformların olumsuz etkilerine karşı daha fazla düzenleme yapılmasını ve ebeveynlerin bilinçlendirilmesini talep ediyor.