İzmir Körfezi'nde, Çakalburnu Lagünü'nde deniz suyundaki azot ve fosfor miktarlarının artmasıyla yoğunlaşan deniz yosunu (ulva) su yüzeyinde büyük bir tabaka oluşturdu. Bu durum, bölgedeki ekosistemi ciddi şekilde etkileyebilir.

Balçova ilçesinde flamingoların da aralarında bulunduğu pek çok kuş türüne ev sahipliği yapan lagün, yosun tabakası nedeniyle yeşil bir örtüyle kaplandı. Bu durum hem doğa severler hem de yerel ekosistem için endişe verici bir durum olarak değerlendiriliyor.

Manisa Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ergün Taşkın, deniz yosununun özellikle endüstriyel ve tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu bölgelerde suyun kirlenmesiyle ortaya çıktığını belirtti.

"İstenmeyen bir kokuya sebep olabiliyor!"

Prof. Dr. Taşkın, denizde yapılacak temizleme çalışmalarının yanı sıra, deniz yosununun büyümesine neden olan şartların ortadan kaldırılmasının önemine dikkat çekti. Taşkın, "İzmir Körfezi'nde deniz yosunu gibi fırsatçı ve kirliliğe karşı toleranslı türlerin aşırı çoğalmasını önlemek için karasal ortamdan başlanmalı. Atık suların iyi bir şekilde arıtılması sağlanmalı ve besleyici elementlerin girişi engellenmelidir. Deniz suyunun ısınması ve güneşli hava olduğunda bu fırsatçı türler ortaya çıkıyor. Kısa ömürlüler ama öldüklerinde de ortamda istenmeyen bir kokuya neden olabiliyorlar." dedi.

Uzmanlar, bu durumun İzmir Körfezi'nin doğal yaşamını tehdit ettiğini ve bölgede yaşayan halk sağlığı için de risk oluşturduğunu belirtiyor. Ayrıca, bu tür olayların gelecekte daha sık yaşanmaması için sürdürülebilir su yönetimi ve çevresel koruma önlemlerinin alınması gerektiği vurgulanıyor.

Deniz canlıları ve ekosistem için bu tarz tehditler karşısında yerel yönetimlerin ve halkın bilinçlenmesi büyük önem taşıyor. Eğer bu sorun zamanında ele alınmazsa, İzmir Körfezi'nin biyoçeşitliliği ciddi şekilde tehlikeye girebilir.