DUVAR - Tayvan merkezli Gold Apollo şirketi, Lübnan'da patlatılan çağrı cihazlarının üreticisi olarak Macar BAC Danışmanlık firmasını suçladı. Gold Apollo'nun kurucusu Hsu Ching-Kuang, bu cihazların kendileri tarafından üretilmediğini belirtirken, şirketin ticari marka lisansını MAC Danışmanlık'a verdiğini açıkladı. Üç yıl önce gerçekleşen bu anlaşma ile BAC'nın cihazlarında Gold Apollo logosunu kullanma hakkına sahip olduğu iddia ediliyor.

Nasrallah'dan Şok Açıklamalar!

New York Times (NYT), BAC Danışmanlık'ın bir paravan şirket olduğu ve bu durumun İstihbarat görevleri tarafından gizlendiğini belirtti. Gazete, "İsrail, modern zamanların Truva Atı'nı nasıl inşa etti?" başlığıyla verdiği haberde, bu cihazların 2022'de Lübnan'a gönderilmeye başladığını ancak Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın 'cep telefonu kullanımının güvenli olmadığını' belirtmesinin ardından bu cihazların tedarikinin artırıldığını öne sürdü.

Nasrallah, Şubat ayında yaptığı açıklamada, "Bana ajanların nerede olduğunu soruyorsunuz. Size diyorum ki, elinizdeki, eşinizin elindeki ve çocuklarınızın elindeki telefon bir ajanda. Onları gömün, demir bir kutuya koyun ve kilitleyin," şeklinde konuştu.

Cihazlar PETN ile Donatıldı

Gazeteye bilgi veren istihbarat yetkilileri, çağrı cihazlarının üreticilerinin İsrail istihbarat ajanları olduğunu gizlemek için en az iki ayrı şirketin kurulduğunu ileri sürdü. Üç ayrı istihbarat kaynağına göre, bu cihazlarda PETN içeren piller bulunduğu belirtildi. Ayrıca, İsrail'in bu teknolojiyi geliştirmek için milyonlarca dolarlık yatırım yaptığı ifade ediliyor.

Yüzlerce Cihaz Lübnan’a Gönderildi

İki Amerikalı istihbarat yetkilisi, yaz ayları boyunca Lübnan’a gönderilen çağrı cihazı sayısının arttığını ve binlercesinin Hizbullah yetkilileri ile üyelerine dağıtıldığını bildirdi. HABER'e göre, BAC'nın 'normal' müşteriler de kabul ettiği ve bu müşteriler için bir dizi 'standart' cihaz ürettiği belirtildi. Ancak, asıl önemli müşterisinin Hizbullah olduğu ve bu cihazların standartların çok ötesinde olduğu ifade edildi. Bu durumda, Lübnan'da yaşananlar ve arka planda dönen olaylar, bölge siyasetine dair daha fazla ilginç detayı beraberinde getirebilir.

Ayrıca, İsrail’in bu tür stratejilerinin sadece Lübnan ile sınırlı kalmadığı, bölgenin diğer pek çok ülkesinde de etkilerini gösterdiği düşünülüyor. Analistler, bu gelişmelerin Ortadoğu'daki dinamikleri köklü bir biçimde değiştirebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.