İsrail ordusunun, geçen ay İran'a karşı düzenlediği bir dizi misilleme saldırısı dikkat çekici detaylarla gün yüzüne çıkıyor. İsrail basını, Tel Aviv'in 'İran'daki aktif nükleer silah araştırma tesisini' imha ettiğine dair çarpıcı bir iddia ortaya attı.

"GİZLİ TESİS HEDEF ALINDI!"

Walla haber sitesi, İsrail'in 26 Ekim'de gerçekleştirdiği saldırının ardındaki gerçekleri ortaya çıkaracak yeni bir iddia yayımladı. Adı açıklanmayan ABD'li ve İsrailli yetkililere dayandırılan habere göre, Tel Aviv'in saldırısında Tahran yakınlarındaki Parchin bölgesinde 'İran'ın nükleer silah araştırması için kullandığı' öne sürülen 'gizli bir tesisin' hedef alındığı belirtiliyor.

"URANYUMUN ETRAFINI SARAN GELİŞMİŞ EKİPMANLAR"

Saldırıda, 'Taleghan 2' olarak adlandırılan tesiste 'nükleer bir cihazda uranyumun etrafını saran ve onu patlatmak için gereken plastik patlayıcıların tasarımında kullanılan gelişmiş ekipmanların' yok edildiği iddia ediliyor.

TAHRAN, NÜKLEER SİLAH İDDİASINI ŞİDDETLE REDDETTİ

Haberde, İran'ın gizli nükleer silah araştırma tesisi olduğu ileri sürülse de Tahran yönetimi, nükleer silah üretme iddiasını kesin bir dille reddetti. İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ülke lideri Ayetullah Ali Hamaney'in fetvası doğrultusunda kesinlikle nükleer silah üretme çabasının içinde olmadıklarını ve kimsenin bu politikadan sapmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.

İsrail ise, İran'ın 1 Ekim'de düzenlediği füze saldırılarına karşılık olarak 26 Ekim'de İran'daki askeri noktaları hedef aldığını ve saldırının başarıyla tamamlandığını duyurdu. Ancak İran, saldırıların ardından Tahran ve ülkenin batısındaki Huzistan ve İlam eyaletlerinde bazı askeri noktaların hedef alındığını, hava savunma sistemlerinin saldırılara başarılı bir şekilde karşı koyduğunu ancak bazı noktalarda sınırlı hasar meydana geldiğini bildirdi.

Saldırılar sırasında 4 askerin ve 1 sivilin hayatını kaybettiği duyuruldu. Bu gelişmeler, Ortadoğu'daki gerilimi daha da artırırken, İran'ın nükleer politikaları üzerine tartışmaları yeniden alevlendirdi.

Söz konusu iddiaların arka planında, uluslararası toplumun İran'ın nükleer programına yönelik kaygıları ve bu süreçteki jeopolitik dinamiklerin olduğu ifade ediliyor. Bu durum, bölgedeki güç dengelerini etkileyebilir ve yeni çatışmalara zemin hazırlayabilir.