İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yeni yılın ilk mesai günü aniden gündemi sarsan bir karar aldı. Uzun zamandır masasını meşgul eden bir dosyaya son noktayı koyarak, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Alp Arslan ve Oben Özay isimli iki polis müdürünün meslekten ihraç edilmesi yönünde onay verdi.

Bu isimlerin meslekten ihraç edilmesi kararı, önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde başlayan bir sürecin sonunda geldi. Geçmişte, Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün kamuoyunda en çok tartışılan isimleri arasında yer alan Servet Yılmaz'ın ‘yakın çalışma ekibi’ içerisinde yer alan bu iki polis müdürü, 2 Ocak 2025 tarihi itibarıyla görevden uzaklaştırıldılar.

Alp Arslan ve Oben Özay hakkında başlatılan idari soruşturmalar, görevlerini kötüye kullanma, rüşvet alma ve haksız kazanç elde etme iddiaları etrafında şekillendi. Özellikle son dönemde yaşanan gelişmeler, bu iki müdürün suçlamalara hedef olmalarında etkili oldu. Araştırmalar sonucunda elde edilen somut deliller ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu.

Şaşırtıcı bir bilgi de, bu iki müdürün isminin Ayhan Bora Kaplan ve Sinan Ateş cinayetleri ile ilgili soruşturmalarda geçmesidir. Bu durum, kamuoyunda bu iki isimle daha fazla anılmalarına neden oldu.

Arslan, ayrıca 15 Temmuz sürecinde FETÖ ile bağlantılı bir firari hakkında önemli bilgiler vermesiyle de dikkat çekmişti. Diğer polis müdürü Oben Özay ise, Asayiş Şube Müdürlüğü yapması nedeniyle uzun yıllar Ankara’nın suç dengesini yakından takip eden biri olarak biliniyordu. Özay’ın adı, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesi konusunda da geçiyor.

Yerlikaya’nın bu ihraç kararları, sadece bir disiplin sorunu değil, aynı zamanda siyasi bir hesaplaşma olarak da yorumlanıyor. Bürokrasi ve yargı ile olan bağlantıları nedeniyle, her iki müdür de iktidar tarafından hedef alındı. İçişleri Bakanlığı ile Ankara Adliyesi arasında yaşanan bu gerilim, polisin üst kademelerinde son dönemlerde daha fazla kendini hissettiren bir değişikliği de tetikledi.

Şimdi gözler, bu ihraç kararlarının ardından Ayhan Bora Kaplan ve Sinan Ateş cinayetleri konusunda elde edilen bilgilerin nasıl bir yasal sürece dönüşeceğine çevrildi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un durumu nasıl değerlendireceği ise merak ediliyor.

2025 yılında Türkiye’nin suç ve adalet sistemindeki bu savaşın daha da derinleşeceği sinyalleri ortada. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmeler, hem kamu güvenliği hem de adalet sistemindeki bu çatışmanın seyrini belirleyecek.