Hanımefendi'nin Sömürge Karşıtı Duruşu: Afrika'ya Yeni Bir Bakış Açısı
2024-09-27
Yazar: Mehmet
Birleşmiş Milletler Zirvesi, dünya devlet başkanlarının bir araya gelerek önemli küresel meseleleri tartıştığı bir platform olmasının yanı sıra, bu toplantılara katılan eşi devlet adamlarının da etkileyici diplomatik faaliyetleri ile dikkat çekiyor. Özellikle Emine Erdoğan Hanımefendi gibi, yıllardır BM üzerinde deneyimi olan bir ismin etkinlikleri bu zirvelerde daha fazla öne çıkıyor.
Emine Erdoğan, daha önceki zirvelerde Türkiye'de hayata geçirilen "Sıfır Atık Projesi"nin küresel bir politika haline gelmesine öncülük etmişti. Bu girişim birçok uluslararası kuruluş ve sivil toplum örgütü tarafından takdir edilerek, pek çok ödül almıştır.
Bu yılki zirvede, Hanımefendi’nin yazdığı "Afrika Yemek Kültürü" kitabının tanıtımı geniş katılımlı bir etkinlikte gerçekleştirildi. Bu tanıtıma Afrika'dan Avrupa'ya birçok devlet başkanının eşi katıldı. Üç yıl önce düzenlenen "Afrika Seyahatlerim" kitabı tanıtımı da oldukça ses getirmişti ve global bir etkisi olmuştu.
Zirve boyunca, Türkiye'nin Afrika ile olan ilişkilerini derinleştirmek ve farkındalık oluşturmak adına düzenlenen birçok etkinlik dikkat çekti. Özellikle Nijerya Devlet Başkanı'nın eşinin de katıldığı etkinlikte, Türkiye'nin Afrika'yı sadece bir sömürü alanı olarak gören anlayışlara karşı çıktığına dair kuvvetli mesajlar verildi. Türkiye'nin Afrika ile kurduğu dostane ilişkiler, her iki tarafın da kazanacağı bir insani diplomasinin temelini oluşturuyor. Hanımefendi’nin kitapları, bu bağlamda akademik ve pratik literatürde önemli bir yer edinmeye başladı.
Hanımefendi’nin diğer bir önemli katkısı ise, "Gönül Elçileri" projesinin global düzeye taşınması oldu. Aile Bakanlığı ve UNICEF işbirliği ile düzenlenen etkinlikte, Emine Erdoğan, Gazze, Suriye ve Sudan'daki çocukların Ukraynalı çocuklardan farksız olduğunu vurgulayarak, bu çocuklara gerçek anlamda sahip çıkılması gerektiğinin altını çizdi.
Emine Erdoğan’ın insani diplomatik vizyonu, Cumhurbaşkanımızın "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" vaadiyle paralel bir şeklide, hem Türkiye'nin sömürgeleştirme karşıtı politikalarına katkı sağlıyor hem de uluslararası arenada etkisini artırıyor. Bu tür girişimlerin, dünya genelinde sağlanacak adaletin ve eşitliğin temeli olacağı inancı taşıyoruz.