ABD Başkanı Donald Trump ve ekibi, Washington’daki Ulusal Katedral’de düzenlenen geleneksel dua törenine katıldıkları sırada, töreni yöneten piskopos Mariann Edgar Budde, yeni başkandan "göçmen ailelere, LGBTQ bireylere ve trans çocuklara" merhamet göstermesini istedi.

Piskopos Budde, yaptığı konuşmada, "Sizi ekinlerimizi toplayan, ofis binalarımızı temizleyen, kümes hayvanı çiftliklerinde ve et paketleme tesislerinde çalışan, restoranlarda bulaşıkları yıkayan ve hastanelerde gece vardiyasında çalışan insanlara karşı şefkat göstermeye çağırıyorum" ifadelerini kullandı. Göçmenlere karşı sert bir tutum izlemesi beklenen Trump'a seslenen Budde, "Göçmenlerin büyük çoğunluğu suçlu değil. Vergilerini ödüyorlar ve iyi komşular."

Trump, törenin ardından yaptığı açıklamada, "Dua töreni çok heyecan verici değildi, değil mi? İyi bir tören olduğunu düşünmüyorum. Daha iyisini yapabilirlerdi" diyerek rahatsızlığını dile getirdi.

ABD'li milyarder Elon Musk, X'ten yaptığı paylaşımda piskopos Budde'nin ifadelerine tepki gösterdi ve bu durumu eleştirdi.

Bugün dünya basınında yer alan haberlerde dua töreninden görüntüler ön plana çıktı. İngiliz Telegraph gazetesi Trump’ın piskopos tarafından pusuya düşürüldüğünü yazarken, Guardian, piskoposun sözlerinin salonda soğuk bir hava yarattığını belirtti. France 24 ise çok daha sert bir başlık kullanarak piskoposun Trump’a ders verdiğini ifade etti.

Trump, Truth Social platformundan yeni bir açıklama yaparak piskoposu "iğrenç" olarak nitelendirdi ve özür beklediğini dile getirdi.

"Salı sabahı Ulusal Dua Töreninde konuşan piskopos, radikal solcu bir Trump düşmanıdır" diyen Trump, sözlerine şöyle devam etti; "Kilisesini çok nezaketsiz bir şekilde siyaset dünyasına soktu. Uygunsuz ifadelerinin yanı sıra, tören çok sönüktü. İçinde pek de iyi değil! Kendisi ve kilisesi halka bir özür borçlu!"

Trump, 2020 seçimlerinde yeniden başkanlık yemini ettikten hemen sonra ülkeye sığınmacıların girişini askıya alma ve kötü niyetli göçmenleri sınır dışı etme yönünde önlemler açıkladı.

Başkan ayrıca ülkede "kadın ve erkek olmak üzere sadece iki cinsiyetin" tanınacağına ilişkin bir kararnameyi de imzaladı. Bu durum, toplumun cinsiyet kimliği ve LGBTQ hakları konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Bu olayların ardından, sosyal medyada Trump’ın açıklamalarına yönelik çeşitli tepkiler dalgalanırken, konu uluslararası medya tarafından da geniş bir şekilde işlendi.