2023 yılında yapılan bir araştırma, 1990-2019 yılları arasında 29 farklı kanser türünün dünya genelindeki görülme sıklığını inceleyerek, 50 yaş altındaki kanser vakalarının %79 oranında arttığını ortaya koydu.

Bilim insanları, bağırsak kanserinin daha genç bireylerde artış göstermesinin nedenini henüz tam olarak açıklayamıyor. Ancak işlenmiş gıda ve alkol tüketiminin bu durumun başlıca sorumluları arasında olduğunu belirtmektedirler. ABD Sağlık Dairesi Başkanı Dr. Vivek Murthy, geçtiğimiz günlerde alkollü içeceklerde kanser uyarısının yer alması gerektiğini ifade etti.

Araştırmalar, aşırı alkol tüketiminin ve işlenmiş gıdaların bağırsak kanseri riskini artırdığını gösteriyor. Ayrıca, şekerli içeceklerin fazla tüketimi ve hareketsiz yaşam tarzının da erken teşhisi etkileyebileceği düşünülüyor ancak bu durumların kesin bir bağ içerisinde olmadığı ifade ediliyor.

Cincinnati Üniversitesi Kanser Merkezi’nden Dr. Jordan Kharofa, "Yüksek ihtimalle tükettiğimiz yiyecekler ile bağırsaktaki bakteriler arasındaki etkileşim kanser riskini artırabilir" diyor.

Bağışıklık sistemimizi güçlendiren meyve ve sebze tüketimi, birçok araştırmacı tarafından önemli bir risk faktörü olarak belirtiliyor. Yetersiz meyve ve sebze tüketimi ile birlikte aşırı işlenmiş gıdalara yönelmek, bağırsak kanseri riskini artırmanın yanı sıra genel sağlık üzerinde de olumsuz etkiler yaratıyor.

Dr. Marwan Fakih, Kaliforniya’daki City of Hope Araştırma Merkezi’nden, toplantılarda hastalarının genç yaşta ve ileri evre bağırsak kanseri teşhisiyle geldiğini dile getiriyor. "Bilinçli bir yaşam tarzı benimsemiş birçok genç hastamız var, ancak genetik yatkınlık gibi faktörler de göz ardı edilmemeli," diye ekliyor.

Uzun süreli antibiyotik kullanımı konusunda da bilim insanları rahatsız edici bulgulara ulaştı. Anti-biyotiklerin bağırsak florasında yarattığı değişikliklerin kanser riskini artırabileceği düşünülmektedir. Kaliforniya Üniversitesi'nden Selma Masri'nin farelerle yaptığı çalışmalarda, biyolojik saatin bozulmasının bağırsak bakterilerinin çeşitliliğini etkilediği görülmüştür.

Son zamanlarda, cep telefonları, bilgisayarlar ve diğer cihazlarla sürekli maruz kalmanın biyolojik saati bozabileceği ve bunun sonucunda kanser riskinin artabileceği üzerinde duruluyor. Mikroplastikler ve kimyasalların yaygınlığı da kanser vakalarını negatif etkileyebileceği konusunda bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor.

Los Angeles’taki Cedars-Sinai Tıp Merkezi’nden Dr. Jane Figueiredo, "Hala bütün cevaplara ulaşamadık, ancak bu konu üzerinde daha fazla araştırma yapmamız gerektiği kesin," diyerek gelişen duruma dikkat çekiyor.