
Gazze’de Barış Değil, Fransız Rivierasına Dönüş Hayali!
2025-09-06
Yazar: Ayşe
Trump'ın Çelişkileri Ortaya Çıkıyor
Eski imparatorlar, "güçlü olan haklıdır" anlayışını, stratejilerine uygun bir şekilde yumuşatarak uygularlardı. Tarihteki savaşlar, genellikle etik ve ahlaki normlarla süslenmiş kehanetler gibi sunulurdu. Julius Sezar, Galya’yı fethettiğinde bunu bir uygarlaştırma misyonu olarak pazarladı. Napolyon ise savaşlarını 'özgürlük mücadelesi' olarak lanse etti.
Amerika'nın Hegemonyası Sarsılıyor
1991'de Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle kendini Yeni Roma olarak ilan eden Amerika, özgürlük ve demokrasi masallarıyla işgallerini meşrulaştırmaya çalıştı. Ancak Donald Trump döneminde bu söylemler tarihe karıştı. ABD, artık yalnızca kaba güce dayalı bir retorikle hareket ediyor.
Birleşen İki Kötü
Trump, modern Sezar ve Napolyon gibi görünmeye çalışsa da, gerçekte kaybeden ve aşınmış bir ülke liderinin öfkesiyle hareket ediyor. Bu nedenle uluslararası hukuku hiçe sayarak, Gazze'yi 'Fransız Rivierasına' dönüştürme fikrini savunmakta bir sakınca görmüyor.
Silah ve Yahudi Lobileri Etkili mi?
Trump’ın bu tutumu, silah lobisi ve Yahudi lobisinin gücünden kaynaklanıyor. Gazze'deki masumlar yerine, yok edenleri olumlu bir şekilde öven bir çıkarcı anlayışla hareket ediyor. 2018’de bir askeri mezarlığı ziyaret etmeyi reddederek, savaşa giden askerleri 'aptallar' diye nitelendirdi.
Soğuk Mantık, Sıcak Acılar
Dünya, Gazze’de yaşanan acılara duyarsız kalmaya başladığı noktada, Trump’ın durumu daha da acı bir hale getiriyor. Ukrayna ve Venezuela gibi stratejik alanlarda yaşananlar, ABD’nin hegemonik gücünün zayıfladığını gösteriyor.
Barış Yerine Savaş
Tüm bu nedenlerle Trump’ın Gazze için düşündüğü 'Fransız Rivierasına dönüş' hayali, sadece barış için atılan adımların yanıltıcılığını değil, aslında ne kadar tehlikeli bir vizyonla hareket ettiğini gözler önüne seriyor. Ama asıl soru şu: Gazze'de barış mı, yoksa devam eden savaş mı var?