Batı'nın Gizli Soykırımı Açığa Çıktı

Dünyanın en saygın tıp dergilerinden biri olan The Lancet Global Health, Ağustos 2025 sayısında Batılı siyonist sistemin barbar yüzünü ortaya koyan çarpıcı bir araştırmaya yer verdi. "Uluslararası yaptırımların yaşa özgü ölüm oranlarına etkileri: Uluslararası bir veri analizi" başlıklı 48 sayfalık incelemede, ABD, İngiltere ve Avrupa Birliği ülkelerinin son 51 yıl boyunca uyguladığı ekonomik yaptırımların 38 milyon insanı öldürdüğünü belgeliyor.

Yaptırımlar: Küresel Soykırım Silahı

Araştırma, Batılı yaptırımların nükleer silahlardan farksız bir küresel soykırım ve etnik temizlik aracı olarak işlev gördüğünü kanıtlıyor. Profesör Francisco Rodriguez liderliğindeki ekip, bu yaptırımların sıklıkla 'emperyal güç aracı' olarak tanımlandığını vurguluyor.

Ancak Birleşmiş Milletler verileri, ölümlerin rakamları kadar yaptırımların hedef ülkelerde yarattığı endüstriyel gerileme, siyasi kriz, sosyo-kültürel kaos ve ekonomik bunalım gibi pek çok olumsuz etkisini de dikkate alıyor. Bu şekilde, ambargoların 'nükleer soykırım silahı' olarak tanımlaması daha uygun hale geliyor.

Direniş Artıyor, Şiddet Tırmanıyor

Küresel direnişin artmasıyla birlikte Batı'nın şiddeti ve mezalimi de yükseliyor. Batı dünyası, 1970'lerde yılda ortalama 15 ülkeye yaptırım uygularken, bu sayı 1990'larda 30'a, 2000'lerin başında ise 60'a kadar çıkmış durumda.

Soğuk Bir Soykırım: Görünmeyen Abluka

Görünen o ki, Batılı yaptırımlar sistematik bir etnik temizlik operasyonu sürdürmekte. İktidar değişikliğine ve devlet çöküşüne kadar süregelen yaptırım, darbe ve işgal süreçleri, tarihçiler tarafından 'görünmez abluka' olarak nitelendiriliyor. Dolayısıyla doğrudan bir işgal eylemine duyulan ihtiyaç azalıyor.

Yaptırımların ne denli etkili olduğu, The Lancet'teki çalışma ile daha da açığa çıkıyor. 1970'ten 2021'e kadar yaptırımlar yüzünden ölenlerin sayısı savaşlardaki kayıpları geride bırakıyor. Son 51 yılda savaşta yıllık ortalama 100 bin kişi hayatını kaybederken, yaptırımlarda bazı yıllarda bir milyondan fazla insan yaşamını yitirdi.

Bebek Ölümleri ve Küresel Vicdan

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 1960'larda Küba yaptırımlarının amacını açıklaması, bu durumu daha da netleştiriyor. "Küba'nın ekonomik ve sosyal hayatını çökertmek için her yolu denemeliyiz" ifadeleri, Batı'nın acımasız hedefini gözler önüne seriyor.

Küresel vicdan, bu kadar insanın ölümüne kayıtsız kalamıyor. Gazze'de de yaşanan bu barbarca saldırılar, Batılı siyonist zihniyetin bir yansıması olarak kendini gösteriyor.

Gazze: Felaketin Sadece Bir Yüzü

Lancet'ten gelen bulgular, Batılı güçlerin konforu için dünya genelinde her yıl yaklaşık bir milyon bebek ve çocuğun kurban edildiğini ortaya koyuyor. Ancak Gazze'deki barbarlık, bu sistemin sürdürülebilir olmadığını gösteriyor.

Küresel vicdan ayakta! Artık bu barbarlığa daha fazla göz yumamayız. Gazze’deki soykırım, sadece buzdağının görünen yüzüdür. Ya şimdi bir şeyler yapmaya başlayacağız ya da insanlık yine kaybedecek.