ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Siber Güvenlik ve Altyapı Güvenlik Ajansı (CISA), "Çin'in ticari telekomünikasyon altyapısını hedef alması" ile ilgili önemli bir açıklama yaptı.

Yapılan incelemeler sonucunda, "geniş ve ciddi" bir siber casusluk kampanyasının ortaya çıktığı belirtildi. Açıklamada yer alan ifadelere göre, "Çin ile bağlantılı aktörlerin, hükümet faaliyetlerinde yer alan sınırlı sayıda kişinin özel iletişimlerine sahip olmak amacıyla birden fazla telekomünikasyon şirketinin ağlarına erişim sağladıkları" tespit edildi.

Açıklamada, tam olarak kimlerin hedef alındığına dair bilgi verilmezken, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü vurgulandı. Bu durum, Çin’nin uluslararası düzeyde artan siber casusluk faaliyetlerinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Özellikle son yıllarda, ABD ve diğer ülkelerde siber güvenlik alanındaki ihlallerin sayısının arttığı gözlemleniyor. FBI, 25 Ekim'de yaptığı açıklamada, "ABD hükümeti, Çin Halk Cumhuriyeti ile bağlantılı aktörler tarafından ticari telekomünikasyon altyapısına izinsiz erişimi araştırıyor" dedi.

New York Times gazetesi ise aynı gün, bilgisayar korsanlarının eski ABD Başkanı Donald Trump ve Ohio Senato adayı James David Vance'in telefonlarını hedef aldığına dair iddialarda bulundu. Ancak şu ana kadar bu iki ismin dinlendiğine dair herhangi bir kanıt elde edilemedi.

Bu durum, siber güvenlik alanında yeni bir sıçramayı ve ülkelerarası ilişkilerde gerginlikleri artırabilecek bir durumu ortaya çıkarıyor. Çin hükümeti geçtiğimiz yıllarda siber casusluk suçlamalarını reddetti, ancak ABD'nin bu konudaki endişeleri her geçen gün artmakta. Uzmanlar, bu tür olayların siber güvenlik alanında daha fazla önlem alınmasını gerektirdiği görüşünde birleşiyor.

Sonuç olarak, hem ABD hem de uluslararası toplumun siber güvenlik tehditlerine karşı nasıl bir strateji geliştireceği merakla bekleniyor. Bu tehditler, özellikle ticaret ve diplomasi alanında önemli değişikliklere yol açabilir.